- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
Prag’ta Gün Batımı
Eşyalarımızı otelde bıraktıktan sonra Vltava Nehrinden Prag’ta gün batımını izlemeyi düşünüyoruz ama önce yolumuzun üstündeki Karlovo Namesti meydanına gitmeye karar veriyoruz. Jiriho z Podebrad durağından metroya binerek önce aktarma yapacağımız Mustek durağına gidiyoruz. Burada B hattına aktarma yaparak 2 durak sonra Karlovo Namesti durağında iniyoruz.
Karl Meydanı da denen bu meydan Orta Avrupa’nın en büyük meydanlarından biri. 14. yy da hayvan pazarı olarak kullanılmış olan bu meydan şuan bol ağaçlarla çevrili bir park. Ağaçlarla çevrili bu güzel parkta insanlar yürüyüş yapıyor, köpeklerinizi gezdiriyor, her şey sakinlik ve dinginlik içinde sürüp gidiyor. Kitap okumak, sevgilinizle veya ailenizle vakit geçirmek için sessiz sakin bir yer burası. Kuş cıvıltıları içinde yolumuza devam ediyoruz.
Parkın bitiminde ise meşhur Belediye Sarayı var. Neresi meşhur derseniz bu bina, Prag’ta ilk pencereden atılma olayına sahne olmuş. Din savaşları sırasında Husçular Katolik yöneticileri pencereden atmışlar ve insanlara kendilerince ceza vermişler. 1377-1418 yılları arasında yapılmış olan Belediye Sarayı bir dönem hapishane olarakta kullanılmış. Oldukça ilginç öyle değil mi.
Belediye Sarayı‘nın önünde küçük bir havuz ve ön tarafında da Çekli şair, oyun yazarı olan Vitezslav Halek‘in bir heykeli de bulunuyor. Burada oturup biraz dinleniyor ve fotoğraf çekiyoruz. Prag‘ta ilk anlarımızın tadını çıkartıyoruz.
Belediye Sarayı önünde biraz dinlendikten sonra, çok yakında olan Dans eden Ev‘i ( Tancici dum-Dancing House ) görmek üzere Vltava nehri kıyısına doğru yürüyoruz. Dans eden Ev Jıraskuv Most köprüsüne de çok yakın. Karlova Namesti Meydanından Resslova caddesine çıkıyor ara sokaklardan geçerek yola devam ediyoruz….
Prag sokaklarında dolaşırken başınızı yukarı kaldırıp bakmanızı öneririm, yukarıda sizi nelerin beklediğini hiç bilemezsiniz.
Bu tarz heykeller sokak aralarında her yerde aniden karşınıza çıkabiliyor. Bina duvarlarında yürüyen örümceklerden, şemsiyesiyle sallanan adama kadar ilginç heykellerle dolu bir yolculuk Prag sokaklarında sizi bekliyor olacak. Bu güzel sokaklardan geçerek sonunda Dans eden Ev’e ulaşıyoruz.
Bina ünlü mimar Fred Gehry tarafından 1990 lı yılların başında tasarlanmış. Kubist mimarinin en belirgin örneklerinden biri olan bu iki insanın dans edişini andıran bina aslında ofis olarak kullanılıyor. Tasarımının ilginçliği sayesinde ise Prag’a gelen turistlerin uğrak yerlerinden biri olmayı başarmış durumda. Buraya kadar gelmişken bence bu binayı da görmelisiniz. Dans Eden Ev önünde biraz fotoğraf çekip oyalandıktan sonra nehir kenarına da geldiğimizden Vltava nehrinden şehrin manzarasını izlemeye başlıyoruz.
Buraya eğer hafta sonu geldiyseniz, Cumartesi günleri saat 16:00 ya kadar nehir kenarında köy pazarı kuruluyor. (Naplavka Farmer’s Market) Pazara uğramanızı öneririm, ayrıca Palackeho köprüsünde de bit pazarı kurulduğunu okumuştum ama biz saat 20:00 ye doğru gittiğimizden göremiyoruz, erken saatlerde giderseniz yöresel pazara uğrayın derim.
Biz bir süre nehir kenarında dolaşıyor, gün batımını izleyerek fotoğraf çekiyoruz. Farklı şehirlerde sevdiğiniz kişiyle olmak her zaman insana farklı bir huzur veriyor nedense. Biz her şehirde kaybolmayı, keşfetmeyi ve şehrin sokaklarında oranın insanları gibi dolaşmayı seviyoruz. Yanımızdaki fotoğraf makinesi turist olduğumuzu ele verse de biz kendimizi öyle hissetmiyoruz.
Nehir kenarından ilerlediğimizde Manas Galerisi‘ni görüyoruz. Sahil boyu kanolarla veya teknelerle gezinti yapan insanlarla karşılaşıyoruz. Gün batımı harika görünüyor, bu güzel havada tekne turu gerçekten güzel olurdu. Tekne turunu sonraki güne bırakıyoruz ama hava durumunda 25 derecelik bir düşüşü ön göremiyoruz ne yazıkki.
Sonraki günlerde yaşayacaklarımızdan habersiz sıcak bir yaz akşamının keyfini sürmeye Nazım Hikmet‘in Pragta bulunduğu yıllarda sık sık uğradığı ve şiirlerinde de adı geçen Kavarna Slavia (Slavia Cafe) ‘ye doğru yürüyoruz. Slavia Cafe ve Nazım Hikmet ise bir sonraki yazıda olacak şimdilik bu kadar
Herkese İyi Haftalar.
Related Posts
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.