Gezente.com

Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri

← → Önceki ve sonraki yazılar için okları kullanın

Heidelberg Almanya‘nın en romantik şehirlerinden biri. Tarihi ve doğal güzellikleriyle turistlerin ve seyahat severlerin Almanya rotalarına almaları gereken bir yer. Heidelberg Kale‘si ve Heidelberg Üniversitesi ile ünlü küçük sevimli bir şehir. Kışın Noel Pazarlarını ziyaret etmek isterseniz, Stuttgart, Heidelberg, Strazburg, Colmar, Eugisheim, Basel şeklinde bir rota oluşturabilirsiniz. Bu bölgeler özellikle Kasım sonundan Aralık sonuna kadar kurulan Noel Pazarları Christmas marketleri ile de çok ünlü. Heidelberg Gezi Rehberini size özellikle Noel Pazarlarını ziyaret etmek isteyenler için hazırladım. 

 Heidelberg’e ben Stuttgart tren garından 21:00 de ulaşıyorum. Tren garı Altstadt bölgesine biraz uzak, bu nedenle indikten sonra oraya gitmek için görevlilere soruyorum onlarda 33 nolu otobüse binebileceğimi söylüyorlar. Uzun bir süre beklemem rağmen gelen otobüsler de hep servis dışı ibaresi görünce duraktaki panoda asılı otobüs saatleri dikkatimi çekiyor akşam 21:00 den sonra benim otobüsüm çalışmıyormuş. Duraktaki başka bir şoföre sorunda Şöför beni Bismarckplatz meydanında bırakabileceğini oradan geçen başka bir otobüsle gidebileceğimi söylüyor. Otobüs şoföründen bilet satın alabiliyorsunuz ben de bu şekilde meydana geliyorum diğer otobüsün gelmesine ise 40 dk var. Hava çok soğuk oldukça üşüyorum o sırada beni hostelim den arıyorlar ve otelin en son giriş saatinin 22:00 olduğunu söylüyorlar saatte neredeyse 22:00 olmak üzere ben de durumu anlatıyorum ama beni bekleyemeyeceklerini söylüyorlar biraz panik oluyorum tabiki. Anahtarı kapının önünde çiçekliğe bırakırız falan diyorlar da odam yatağım neresi bir şey demeden kapatıyorlar. Daha fazla soğukta beklemek istemeyince taksiye binip otele gidiyorum net hatırlamıyorum ama 8 veya 12 euro gibi bir rakam tutuyor. Eğer siz de tren garından şehir merkezine gelmek isterseniz kale bölgesini ziyaret etmek çin Rathous’a giden aynı otobüslere binebilirsiniz. Tren garından 5-9-21-23-24-26 numaralı tramvaylar ile, 31-32-33-34-M3 hatlı otobüsler kalkıyor (Tramvay & Otobüs durağı). Şehir merkezli alanlar için otobüsleri tercih edin ( yada ikinci sırada ; tramvay 5-21-23-26) seçenekleri var onları kullanabilirsiniz. Günlük bilet 6 euro.

Tren istasyonunun hemen çapraz  karşısında cam kaplı bir bina bulunuyor. Yan alanında metal at figürlü heykel bulunan binayı mutlaka görürsünüz. Burası dünyanın en büyük matbaa makine üreticilerinden “Heidelberger Druckmaschinen AG” e ait. Printing Horse (At heykeli) : Heykeltraş Juergen Goertz tarafından yapılan güzel bir heykel.

Eğer yürümek isterseniz Garın önünden geçen “Kurfürsten-Anlage” caddesi üzerinden 20 dakika yürüyerek, eski şehrin hemen batısında kalan “Bismarckplatz” a ulaşırsınız ve bu meydanı kesen, trafiğe kapalı yaklaşık 1.9 km uzunluktaki kentin ünlü “Hauptstraße” sokağına da girip bu caddeyi de yürüyerek gezebilirsiniz. oldukça uzun bir cadde ve Heidelberg’in kalbi bu Eski şehir bölgesi diyebiliriz.

Gezdiğim yerleri aynı zamanda Youtube kanalım: gezente’de de paylaşıyorum. Heidelberg vlogumu aşağıdan izleyebilirsiniz. Youtube kanalıma destek olmak ve diğer videolarımı izlemek için kanalıma abone olup videolarımı beğenirseniz de çok sevinirim :)

Ben gece hostele geliyorum, bu arada hayatımda ilk kez bir hostelde kalıyorum ve ilk kez yalnız seyahat ediyorum. Bu açıdan yaşadığım tüm deneyimler çok farklı ve heyecan verici oluyor. Hostelleri normalde uyku problemi yaşadığım için tercih etmiyorum ama bu tatilde kendi sınırlarımı zorlamayı hedefliyorum. Gece gidip son dakika resepsiyon kapanmadan yetişiyorum kaldığım hostel Lotte Hostel burayı tercih etme nedenim hemen kalenin dibinde füniküler sisteminin yanın da ve merkezi oluşu. Ayrıca fiyatı da uygun benim için. Gece 5 kişilik odada kesinlikle uyku tutmuyor geç kaldığım için de bana üst katta kalan ranza düşüyor oda oldukça sıcak hava buz gibi olmasına karşın uyurken kesinlikle ince giyinmelisiniz. Genellikle odalar aşırı sıcak oluyor. Sabah uykusuz bir şekilde iken sabah 05:00 te odanın kapısı sürekli açılıp kapanıyor odadan ayrılanlar da baya gürültü yapıyorlar sinirlenip bir süre sonra kalkıyorum. Bari hazırlanıp çıkayım diye ama bir bakıyorum hava zifiri karanlık küçücük bir kasaba her yer kapalı ben de odada oyalanıyorum ve 08:30 gibi ancak aydınlanan havaya bakıp çıkıyorum.

Heidelberg-Füniküler

Heidelberg-Füniküler

Hostelin hemen yanındaki fünikülere gidiyorum ilk hedefim kale kısmını gezmek en az 2 saat rehberli tura katılacaksanız da muhtemelen daha uzun süre ayırmalısınız. İki türlü bilet var biri 8 euro ve bu sizi Kale bölgesinin girişine ve hemen üst katındaki seyir terasına çıkmanızı sağlıyor. Dilerseniz yürüyerek te çıkabilirsiniz. Oldukça dik bir yokuşu olduğunu unutmayın.

Heidelberg-Finüküler

Heidelberg-Füniküler Şehir Manzarası

Diğer bilet 12 euro ve bu da iki kat yukarı çıkıp ahşap bir tranvaya binerek sizi dağın en tepesine çıkarıyor. Bildiğim kadarıyla yazın burada yürüyüş parkurları ve çok güzel bir şehir manzarası oluyormuş ben de şehri görmek amacıyla bu bileti alıyorum. İki kat insansız fünikülere binip yukarı çıktıktan sonra Molkenkur Otel kısmına ulaşıyorum. Oradan da  ahşap eski bir fünikülere binip en tepeye  Königstuh kısmına çıkıyorum sanıyorum 15 dakika kadar sürüyor. En tepeye vardığımda inanılmaz bir sis ile karşılaşıyorum ve görüş mesafesi sıfır. Geldiğim füniküler 5 dakika sonra aşağı ineceğinden hemen geri dönüp ona biniyorum. Çok tatlı bir kadın kullanıyor hava yüzünden bir şey göremeyince Kalenin üst katındaki teras kısmından etrafı izliyorum ve sonra nihayet kaleye iniyorum.

Heidelberg Kale

Heidelberg Kale

Kale bölgesi isterseniz sadece dış kısımlarını ve içeride Eczacılık müzesi gibi belli kısımları ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz. Dilerseniz de 5 euro karşılığından rehberli tura katılıp kapalı olan odaları ve iç kısmını da gezebiliyorsunuz. Hava soğuk olunca infoya girip bilgi alıyorum rehber de hemen o an orada olunca bana bu tura katılır mısın diye soruyor ben de katılmaya karar veriyorum. Kale kapısının hemen öncesinde minik bir taş köprü var buranın eskiden ahşap olduğunu ama zamanla yıkılınca yerine bu köprünün yapıldığını söylüyor.

Heidelberg Kalesi

Heidelberg Kale Girişi

Kocaman ahşap bir kapısı var ve o kapının da içine neredeyse 1 metrelik bir kapı daha açmışlar. Büyük kapının normal giriş çıkışlarda kapalı tutulduğunu ve bu iki büklüm zor girebileceğiniz kapıdan günlük giriş çıkışların eskiden yapıldığını söylüyor. Eskiden güvenlik nedeniyle ana kapı hep kapalı kalıyormuş. Kaleye kapıdan girince beni diğer tura katılacakların beklediği bir yere getiriyor oradan içeri giriyoruz. Girdiğimiz oda da iki tane Kalenin büyük ahşap maketi bulunuyor.

Heidelberg Kale Maketi

Heidelberg Kale Maketi

Bunlardan biri eski halini diğeri de savaşlardan sonraki şimdiki halini gösteriyor. Kale 1398-1410 yıllarında, Prens Elector Ruprecht III hanedanlığın ilk rezidansı olarak da kullanıldıktan sonra 1600’lü yılların sonunda Fransızların saldırısına uğradığı sırada bir kalenin yarısı tamamen yıkılıyor. 1764 yılında yıldırım çarpması sonucu zarar gören kalenin taşları bir dönem yöre halkı tarafından ev yapımında da kullanılmışsa da, daha sonradan kale korumaya alınıyor. Rehber bizi bölüm bölüm gezdiriyor. Yemek bölümünü anlatırken yemeklerde masada maymun eti yendiğinden bahsediyor. Maymun eti mi diye oldukça şaşırıyorum. O dönemlerde kralın sofrasında mutlaka bulunurmuş, oldukça ilginç değil mi. Rehberli tur bu tür bilinmeyen hikayeler de oldukça işe yarıyor açıkçası.

Heidelberg Kale

Heidelberg Kale

Kalenin yine bahçeler kısmını anlatırken de Kralın eşinin doğum gününü unuttuğunun haber verilmesi üzerine 1 gece önce askerleri toplayıp bahçenin girişine devasa bir kapı yaptırıp sabah eşine sürpriz yapması, yine eşiyle bahçelerde gezerken onun kuş cıvıltıları arasında dolaşmasını istediğinden devasa bir kuş evini hemen bahçelerin üst kısmına inşa ettirip benzersiz kuşları bu devasa kafes evde besleyerek bütün bahçelerin kuş sesleriyle cıvıldaması bana çok hoş geliyor açıkçası.

Heidelberg Kale

Heidelberg Kale

Çok fazla kral isimlerinden bahsedilince o sırada kayıt alınması da yasak olduğundan isimleri hatırlayamıyorum ama hikayeleri çok güzel. Yine bir kral aşırı yemekten 200 kilo olunca bacakları yürüyemediğinden su toplayarak vefat ediyor, bir başka kral 7 litre bira içmeden günü geçiremiyor. Bunun gibi çok fazla hikayeyi bu rehberli turlarda dinleyerek gezebilirsiniz o açıdan tavsiye ediyorum. Geldiğimiz bir odada da Charles de Graimberg isimli Fransız Kuruatör ve sanatçıya ait masa bir küçük soba bulunuyordu. Burada rehberimiz bu kişinin Heidelberg Kalesinin turizme kazandırılmasına olan katkılarından bahsediyor.  Kendisi kaleye gelince çok beğeniyor ama oldukça harabe olup kimsenin ilgilenmeyişine de içerliyor uzun yıllar burada kalıp kalenin tadilatı için. Kaynak toplamaya çalışıyor. Bunun için topladığı binlerce objeyi kale kısmında bir odada sergileme başlıyor, önceleri öğrenci gruplarını getirip tanıtıyorlar daha sonra halkında iyice Kalenin önemini kavramasını sağlıyorlar bu şekilde uzun çabalar sonunda hem Kale tadilatı yapılıyor hem de Turizme kazandırılıyor. Çünkü yerel halk Kalenin önemini bilmediği için kaleden düşen taşları veya ihtiyacı varsa çeşitli kısımlardan taşları söküp kendi evlerinin yapımında kullanıyorlarmış.

Alman Eczane Müzesi (Deutsches Apothekes Museum)

Alman Eczane Müzesi (Deutsches Apothekes Museum)

Kalede ücretsiz olarak gezebileceğiniz Alman Eczane Müzesi (Deutsches Apothekes Museum) bulunuyor. Eczacılıkta kullanılan bitkiler ağaç kökleri odun parçaları gibi malzemeler ve o dönem kullanılan Eczacılık gereçlerine ait oldukça kapsamlı bir müze.

Big Barrel (Grosses Fass)

Big Barrel (Grosses Fass)

Bunun dışında Dünyanın en büyük bira fıçısı olan Big Barrel’si (Grosses Fass) de burada ücretsiz görebilirsiniz. 1751 yılından kalma, 185 bin 500 litrelik dünyanın en büyük ahşap fıçısı  (Great Barrels). 228.000 lt’lik dev fıçının merdivenlerle yanına iniliyor.

Heidelberg Kale

Heidelberg Kale

Kale bölgesi için en az 2 saat rehberli turlara da katılırsanız daha fazla zaman ayırmalısınız. Kale bölgesini gezdikten sonra bu sefer füniküler yerine Kale’nin bahçe kısmından yürüyerek aşağıya doğru hemen otelimin önüne iniyorum.

Heidelberg Kale

Heidelberg Kale

Odaya uğrayıp bir iki şey aldıktan sonra dışarı çıkıp hemen otelin önündeki meydanda kurulmuş olan Noel Pazarlarına giriyorum. Kornmarkt meydanında kurulmuş olan Noel Pazarları oldukça keyifli ama küçük. Yine bolca yiyecek içicek ve hediyelik eşya satan yerler kurulmuş ve insanlar gündüzden meydanı doldurmaya başlıyor. Meydan da oldukça ufak, burada dolaşıp fotoğraf çektikten sonra ara sokaklarında yürüyorum birazda.

Noel Pazarı

Noel Pazarı

İleride Heidelberg’in ünlü Kutsal Ruh Kilisesi (Heiligegeistkirche- Church of the Holy Spirit) bulunuyor. Kiliseye giriş ücretsiz ama güzel bir şehir manzarası görmek isterseniz 2 – 3 euro kadar bağış yaparak çan kulesine de çıkabilirsiniz. Heidelberg II. Dünya Savaşından yara alamdan çıkınca kilisesi de oldukça korunaklı şekilde kalmış. Gotik tarzda çokta büyük olmayan bir kilise. İçeri girip şöyle bir bakayım istiyorum,içeride bir ayin var ve yeni bitmiş gibi görünüyor. İçeriyi dolaşıp kuleye çıkmaya karar veriyorum. Pazartesi-Cumartasi saat 11.00-17.00, pazar ve tatillerde 12.30-17.00 arası ziyaret edebiliyorsunuz.

Heiligegeistkirche- Church of the Holy Spirit

Heiligegeistkirche- Church of the Holy Spirit

Kuleye çıkınca manzarası inanılmaz güzel ama şunu söylemeliyim ki sadece tek kişinin dönerek çıkabildiği ince ve bitmek bilmeyen merdivenleri resmen bacaklarınızı tutulmasına yol açıyor. Bu kadar yer gezdik ben bu kadar yorulduğumu hiç hatırlamıyorum. Tam bu sefer kesin geldim sanıyorsunuz ama asla tepeye ulaşamıyorsunuz. Bacaklarına güvenmeyenler denemesin derim.

Kiliseden Manzara

Kiliseden Manzara

Yukarı çıktıktan sonra gördüğüm enfes manzara karşısında ise tüm yorgunluğum geçiyor. Manzara için değer tabii ki. Tepeye çıktığımda tek başıma olduğum için kendi kendime fotoğraf çekilmeye çalışırken bir çift geliyor daha sonra ve onların fotoğrafını çekmeyi teklif ediyorum, tabii ki daha sonra siz de beni çekebilir misiniz diyerek. Kızın uzun uzun poz vermesinden erkeğin açı yakalamakta iyi olduğunu anlıyorum, nitekim güzelde fotoğraf çekmiş bulunuyor. Kulede hızlıca etrafı seyrettikten sonra hemen aşağıya iniyorum.

Kiliseden Manzara

Kiliseden Manzara

Heidelberg’in en uzun ve meşhur caddesi Hauptstrasse’de dolaşıyorum. Noel Pazarları yol üzerine de kurulmuş yine bir çok dükkan bulunuyor.

Hauptstrasse’nin sonu ise Markplatz’a çıkıyor. Bu meydanın tam ortasında ‘Herkül’ heykeli bulunuyor. Tabii benim gittiğim dönemde her yerde Noel Pazarları kuruluğundan hangi meydan olduğunu anlamak zor olabiliyor. Herkül heykeli de pazarın içinde kamufle olmuş ki pek görünmüyor. Birazda burada dolaşıp Rathaus’un önünden geçiyorum. Burası da Belediye binası 1701-1703 arasında yapılan ve sonradan eklemeler ve düzenlemelerle bugünkü halini alan bu binayı ve etrafına kurulmuş masalarla yazın hayal ediyorum güzel manzaraların tadını çıkarmak için yazın gelmekte mantıklı bir seçim olur.

Karl-Theodor Köprüsü

Karl-Theodor Köprüsü

Buradan Karl-Theodor Köprüsü’ne doğru yürüyorum. Neckar Nehri’ nin üzerine kurulmuş bu güzel köprü şehrin iki yakasını birleştirmekle beraber aynı zamanda size fotoğraflık güzel alanlar da sağlıyor. Köprü ilk olarak 12. Yy da yayılmış olsa da daha sonra zarar gören köprü 1700’lü yıllarda yeniden inşa ediliyor.

Karl-Theodor Köprüsü

Karl-Theodor Köprüsü

II. Dünya Savaşında Amerikan askerleri bu köprüyü bombalayarak şehrin bağlantısını kesince köprü 1947 yılında yeniden inşa edilmek zorunda kalıyor.

Karl-Theodor Köprüsü

Karl-Theodor Köprüsü

Köprünün üzerinde, köprüyü yapan Karl Theodor ve bir Roma tanrıçasına adanmış iki tane heykel ve ile köprünün girişinde bronz maymun heykeli var. Maymun heykelinin yanında ise Almanca şöyle bir yazı bulunuyor. ‘Bana ne bakıyorsun? Heidelberg’in yaşlı maymununu görmedin mi? Etrafa bak, orada benim türümden daha fazlasını göreceksin.’ Maymun heykelinin içine kafanızı sokup fotoğraf çekilmek ve ona dokunmakta bir tür gelenek gibi yapmadan dönmeyin derim.

Karl-Theodor Köprüsü Maymun Heykeli

Karl-Theodor Köprüsü Maymun Heykeli

Nehrin karşı tarafında benim çok istediğim halde zamansızlıktan çıkamadığım Filozoflar Yolu (Philosophenweg) denilen yürüyüş alanı bulunuyor. Hem çok güzel bir Kale manzarası görmek hem de ürüyüş yapmak için buraya gelenlerin mutlaka yaptıkları geleneklerden biride burası. Bu ismin veriliş nedeni ise vakti zamanında Heidelberg Üniversitesi profesörlerinin düşünmek, belki biraz da kafa dinlemek üzere kullandıkları bir yer olması. Karl Theodor Brücke köprüsünden karşı tarafa geçip, patikayı takip ederseniz, Allstadt ve Schloss Heidelberg‘i görebileceğiniz, çok güzel manzaralı bir tepeye, Heiligenberg‘e çıkıyorsunuz. Ben zaman ayıramasam da size tavsiye ediyorum.

Karl-Theodor Köprüsü

Karl-Theodor Köprüsü

Karl Teodor köprüsünden karşıya geçiyorum, karşı taraftada isterseniz tam nehrin yanından yürüyebileceğiniz veya bir üstte anayoldan yürüyerek nehrin öteki tarafından manzara izleyebileceğiniz yollar var. Nehrin ve köprünün güzel manzarası ile burada durup gün batımını izliyorum. Çok zamanım olmadığı için birkaç fotoğraf çekilip tripodum yardımıyla yeniden köprüden karşıya geçiyorum.

Heidelberg

Heidelberg

Biraz şehrin sokaklarında dolaşıyorum. Heidelberg’te bir çok cafe restoran tarzı yer var, alışveriş yapabileceğiniz şekerciler, çikolata dükkanları, hediyelik eşya satan yerler var. Özellikle köprüye yakın yerlerde dolaşırken çok fazla butik işletme görebiliyorsunuz.

Studentenkarzer

Studentenkarzer

Ben çok merak ettiğim Öğrenci Hapishanesi Studentenkarzer ‘e (Student Prison)  gitmek istiyorum. Burası Heidelberg Üniversitesi’nin yakınında bir yer. Grabengasse” sokağı Üniversite kampüslerinin olduğu sokak. Student Prison 1700’lü yıllardan 1900’lere kadar, huzursuzluk yaratan öğrencileri bu binaya hapsediyorlar, öğrenciler burada kaldıkları süre boyunca duvarlara yazılar, resimler çizmeye başlıyorlar daha sonra burası öğrenciler içinde popüler bir yer haline geliyor. Bu arada burada cezasını çekerken aynı zamanda öğrencilerin derslerine deva etme zorunluluğu da bulunuyor. Okulu da ekemiyolar yani . Kananmadan yetişebiliyorum 3 euro karşılığında biletimi alıp hemen binaya giriyorum. Ben girdiğimde içeride pek fazla kimse olmadığından etrafı rahatça dolaşıp inceleyebiliyorum. Odaların kapısı önüne set çekilmiş odalara giremiyorsunuz ama kapıdan içeri bakabiliyorsunuz, koridorda resimler ve yazılarla dolu. Tepede de her yerde güvenlik kameraları gözüme çarpıyor. İçeride görevli olmasa da sürekli izleniyorsunuz. Ben buradan çıktıktan sonra Üniversitenin hemen önünde kurulan Noel Pazarlarına giriyorum.

Noel Pazarı

Noel Pazarı

Her yer rengarenk ışıl ışıl akşam olurken bu rengarenk ışıklarla donatılmış pazarlarda yürümek çok keyifli. Akşam oldukça pazarlarda yoğunlaşıyor, insanlar buralara gelmeye başlıyorlar.

Noel Pazarı

Noel Pazarı

Şehir gezim artık bitiyor görmek istediğim yerleri görüyorum, bu saatten sonrasında hem bir şeyler yemek hem de dükkanları dolaşmak istiyorum. Heidelberg’te guguklu eski ahşap işlemeli saatler yapılıyor. Girdiğim dükkanlardan birinde çok ilginç eski guguklu saatlerden satıyorlar ama fiyatları hiç uygun değil. Sanırım burası guguklu saat yapımında önemli ve meşhur bir yermiş. En basitleri 50 eurodan başlıyor 500 euro ya ve daha fazlasına kadar gidiyor. Güzel olanlar da 400 eurodan fazla. O nedenle saatlere sadece bakmakla yetiniyorum.

Noel Pazarı

Noel Pazarı

Noel Pazarı

Noel Pazarı

Buradan çıkınca da artık bir şeyler yemek istiyorum, Mahmoud’s diye falafel yapan bir yere geliyorum. (Adres: Bergheimer Str. 47, 69115 Heidelberg) Uzun zamandır  Falafel yememiştim yurt dışında bu nedenle bir denemek istiyorum.

Cafe Moro

Cafe Moro

Küçük bir dükkan içeri girip falafelimi yedikten sonra da bir kahve içmek için buraya yakın bir iki sokak ötedeki Cafe Moro’ ya gidiyorum.( Adres: 1-2, Brückenkopfstraße, 69120 Heidelberg) Burada vakit geçirdikten sonra yeniden Noel Pazarlarını dolaşıyorum, otelimin olduğu bölgeye gelip buradadaki dükkanlardan tatlılar alıp hem dolaşıp hem de tatlımı yiyerek günü sonlandırıyorum.

Benim denemediğim ama  yeme içme önerisi olarak not aldığım birkaç mekan adresi bırakıyorum buraya belki denemek istersiniz.

Heidelberg Yeme İçme

Dondurmacı: That’s gelato

Hamburgerci: Joe Molese

Café Gundel: Burası Heidelberg’in en ünlü almanvari tatlıcısı.

Schnitzelbank: Hauptstrasse’de bulunan geç saate kadar açık olan Shnitzelbank’ın yemekleri hem yemekleri hem ortamı çok güzelmiş. İsterseniz deneyebilirsiniz.

Kahve için: ‘Florian Steiner’ ya da ‘Bar d’Aix’ı

Zum Roten Ochsen: Uzun yıllardır var olan ve lokaller arasında bayağı sevilen bir mekanmış.

Heidelberg’e ait lezzetler; Ciğer köftesi Leberknödel ve yanında patates püresi, değişik çeşitte sosis (çoğunun domuz eti içeriyor), Heidelberg Köftesi ve Bretzel. Tatlı olarak ise, Alman Pastası, Karaorman pastası ya da Apfelstrudel önerilenler arasında.

Bu mekanları listeme alıp deneyemesem de belki size tavsiye olur diye bırakmak istedim. Heidelberg gezim burada bitiyor otelime dönüyorum ve beni aslında nasıl zorlu ve olaylı bir yolculuğun beklediğini bilmeden eşyalarımı toplayıp hiç uyuyamadan sabah Strazburg yolculuğum için hazırlanıyorum.  Strazburg yolculuğumda başıma gelenleri ise bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz. Heidelberg’ten herkese sevgiler .

← → Önceki ve sonraki yazılar için okları kullanın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir