- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
İtalya’nın kuzey bölgesine Emilia-Romagna bölgesine gidiyoruz. Emilia-Romagna İtalya’nın 1948 Anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisi. Bologna şehrinde konaklayarak yakındaki bir çok yere gitmeyi planlıyoruz. Bologna’da Guglielmo Marconi Havalimanı’na iniş yapıyoruz. Havaalanı ismini Bolognalı ünlü bilim adamı Guglielmo Marconi’den geliyor Marconi 1901 yılında kablosuz iletişimi icat etmiş.
Marconi Havaalanı’na indiğinizde “Aerobus” yazılı tabelaları takip ederek otobüs duraklarına erişebilirsiniz. Havaalanından kalkan Aerobuslar 05:30-00:15 arasında çalışıyor. Otobüsler ise 07:00-21:00 arası 11 dk’da bir kalkıyor ve yaklaşık 20 dk’da son durak tren istasyonuna varıyor. Bu güzergahtaki duraklar sırasıyla Pontelungo, Ospedale Maggiore, Mille (şehir merkezi – centro città) ve Stazione Centrale (tren istasyonu). Binadan çıkışından önce kapının yanında otomatik bilet makineleri yer alıyor; kişi başı tek yön 6 Euro ücretli biletlerinizi bu makinelerden alabiliyorsunuz. Bileti otobüse bindiğinizde şoförün yanındaki makineye basarak mutlaka okutmalısınız. Bu biletler Bologna genelinde toplu taşımada 75 dk boyunca geçerli olacak şekilde onaylanmış oluyor.
Bologna seyahatimizi youtube kanalımızdan da izleyebilirsiniz. Bir çok detaylı youtube kanalımdaki videomda da paylaştım. İzledikten sonra videomu beğenmeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın 🙂
Otelimiz saat 15:00 dan sonra check in kabul ettiği için bavullarımızı son durakta bulunan tren garına bırakıp buradan yürüyerek şehri gezmeyi planlıyoruz.
Tren garında luggage lockers -Ki points yazan bagaj bırakmak için yerler var, bavulları buraya bırakabiliyorsunuz. 06:00-24:00 arası çalışıyor. Bagaj başına 20kg’a kadar, ilk 5 saati 6 euro. Pasaportunuzu alıp ordan bilgilerinize bakarak bavulunuzu teslim alıp size fiş veriyorlar. Eğer 5 saatten sonrası belli değilse ilk 5 saatliğine ödemeyi yapın sonra bavulu almaya geldiğinizde bavulun toplam kalış sürresini hesaplayıp ona göre sizden ödeme alıyorlar. Baştan fazla ödeme yapar, erken gelirseniz para iadesi yapmıyorlar bilginize.
Tren garından çıktıktan sonra ünlü Portico’ların (Revak) altından yürüyerek şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Bologna Portico’larıyla ünlü bir şehir. Tüm caddeler yaya yolu olarak binaların altı revaklı şehilde yani portico denilen bu korunaklı yerlerden geçerek yürüyebileceğiniz şekilde tasarlanmış. Yağmur da yağsa aşırı sıcakta olsa siz trafiğe karışmadan geniş Portico’ların altından rahatça yürüyerek tüm şehri gezebiliyorsunuz. Porto Saragozza’dan, Santuario Madonna di San Luca kilisesi’ne uzanan 666 portico bulunuyor. Hepsi birbirinden güzel size hangileri en popüler onlardan da bahsedeceğim.
Bologna’nın lakabı “La Dotta, La Grassa, La Rossa” yani “bilge, şişman, kırmızı”. Bilge oluşu Batı dünyasının en eski üniversitesinin burada olmasından; şişman oluşu hem Bologna’nın hem de genel olarak Emilia-Romagna bölgesinin İtalya’nın gastronomik başkenti olmasından; kırmızı oluşu ise tüm şehrin çatılarının ve evlerinin kırmızı oluşundan dolayı. Ben lakabını ve ona bu kadar çok yakışmasını çok sevdim. Bologna tam anlamıyla tekrar gelmek hatta yaşamak isteyebileceğiniz bir şehir.
Tren garından şehir merkezine doğru yürüken öncelikle Via Galliera’dan geçiyoruz. Burası büyük bir cadde ve ilk uğramak istediğimiz nokta Forno Brisa denilen küçük bir fırın veya dükkan. Dilim pizza satan sevimli bu fırına girip birer de kahve söylüyoruz. İlk Bologna yeme – içme maceramız böylece başlamış oluyor. Adresi:Via galleria no: 34 d de bulunuyor. Dilim pizzalar 1,5 eurodan başlıyor.
Hemen çaprazında ise nefis İtalyan dondurmaları satan Galliera 49 bulunuyor. Burada bir çok çeşit var. Tadına bakmak istediklerinizden denemenize izin veriyorlar. Youtube videomda dondurma çeşitlerini gösteriyorum ordan da izleyebilirsiniz. Dondurmalar 2 eurodan başlıyor küçük kaplarda veriliyor ve bence inanılmaz lezzetli hepsi. Ben sicilya ve bacio isimli dondurmalardan deniyorum, sicilya tam akdeniz vari, limonlu ferah bir dondurma, bacio ise çikolata parçacıklı bir dondurma. Sütlü, sütsüz bir çok çeşidinden istediğinizi seçin beğeneceksiniz bence.
Buraya çok yakın olan Indipendenza Caddesi’ndeki Garibaldi Anıtı’na (Monumento a Giuseppe Garibaldi ) gidiyoruz. Burası Via dell’Indipendenza caddesinde bulunan bir anıt.
Bu cadde ise Bologna’nın en işlek alışveriş caddelerinden biri. Bu caddede bir çok restoran da bulunuyor. Restoranlar kapılarını 19:00 dan sonra açıyor akşam yemeği için bilginiz olsun. Aç olsanız bile bekleyin size bir çok yeme içme önerisinde bulunacağım ilk gördüğünüz yere girmeyin 🙂 Bologna tam bir yeme içme cenneti.
Buraya çok yakın görmeniz gereken bir yer daha var La Piccola Venezia (La Finestrella alla Piccola Venezia) ” yani Via Piella’da yer alan küçük Venedik anlamında bir yer, burası Canale di Reno isimli bir kanala kanala açılan sokağın ortasındaki bir duvardaki pencere. Bu küçük pencereyi açınca o yürüdüğünüz sokağın altından geçen bir kanal olduğunu görüyorsunuz.
Eskiden Bologna’da Venedik kadar olmasa da bir çok kanal bulunuyormuş ama şehir büyüdükçe kanallar inşaatlaşma ile birlikte kapatılmış. Şuanda bu nokta oldukça turist çeken bir nokta.
Bu minik pencereden de baktıktan sonra Indipendenza Caddesi nden devam ederek asıl şehir merkezine doğru yürüyoruz.
Burada ilk olarak San Pietro (Metropolitan Cathedral of San Pietro) ‘ya şehrin ana katedraline gidiyoruz. Burası Saint Peter’a adanmış İtalya’daki Bologna katedrali ve Bologna Başpiskoposunun koltuğu ve büyükşehir katedrali.
Mevcut binanın çoğu 17. yüzyıldan kalma olup, 16. yüzyılın sonlarından bir kaç bölüm ayakta kalabilmiş. Oldukça büyük bir kilise. Şehri görmek için çan kulesine çıkılıp etraf seyredilebilir.
Via Marsala’da Basilica san Martino klisesi karşımıza çıkıyor. Listemde olan bir yer değil ama içeri giriyoruz. Klisede dolaşıp çok ilginç bir şey görmeyince yolumuza devam ediyoruz.
Sokaklar ve binaların renkleri o kadar güzel ki şimdiden Bologna’ya aşık olduk diyebiliriz.
Buradan Via Zamboi‘yi takip edip Piazza Juseppe‘ye çıkıyoruz. Oradan da Palazzo Medici‘ye geliyoruz. Buraları not alın görmeniz gereken meydanlar ve Caddeler..
Medici Meydanı Bologna’nın simgesi olan ikiz kulelere çok yakın. Akşam oldu bile ve karnımız acıktı. Bologna bizi büyüleyince bir türlü oturacak bir yer bakamıyoruz. Listemde gidilmesi gereken bir yer var. Tarattoria del Rosso…
İtalya’da restoranlar üç kategoriye ayrılıyor. Osteria; ilk başlarda şarap deposu gibi kullanılan yıllar içinde çok daha yerel lezzetlerin ve uygun fiyatların olduğu birer restoran haline geliyorlar. Oldukça salaş genelde yerellerin gittiği yemeklerininde alışkın olduğumuz gibi göresellikte olmayan ama leziz yemekler sunan yerler diyebiliriz. Trattoria‘lar restoran ile karşılaştırıldığında kaliteli yemekleri gösterişsiz mekanlarda sunuyor. Trattoria, mevsim ürünlerine göre değişkenlik gösteren, geleneksel yiyeceklerin nefis bir seçkisine sahip. Bu da restoranlara göre daha uygun fiyatları yerler anlamına geliyor. Turist yoğunluğundan ziyade daha çok yerellerin takıldığı yerler iken son zamanlarda yerel lezzetler peşindeki turistlerin de dikkatini çekmiş durumdalar. Gelelim restoran kelimesinin çıkış yeri olan Ristorante’lere. Bildiğimiz gibi turistlerin rağbet ettiği ayrıntılı menüleriyle, lezzetli yiyeceklerin daha çok zenginler için sunulduğu yerler. Profesyonel garsonlar yani menüyü ve yemekleri size anlatabilecek olanlar, şarap uzmanı olan resmi yerler diyebiliriz. Bu üçü arasındaki farkları anlatmak istedim çünkü gittiğiniz yerde tabelalarda bu kelimeleri görünce şaşırmayın. Biz Tarattoria del Rosso’ya uzun bir sıra bekledikten sonra oturuyoruz. Burada denemek istediğimiz lezzetlerden biri Tortellini al Ragu (Ragu temelinde kıyma, domates, kereviz ve havuçtan oluşan bir kıymalı sos. Domuz veya dana etinden yapılıyor. Tortellini, bir çeşit yuvarlak makarna. Tortellini içerisinde kaşar peyniri veya domuz eti içeren çeşitleri bulunmakta. Genellikle kuru olarak değil, sos ile bulanmış bir biçimde servis edilmektedir. Bir nevi mantı gibi ama değil. Makarnası bazı yerlerde farklılık gösterebiliyor) Bologna’ya özel lezzetler kovalıyorsanız bunu denemelisiniz. Yanında bir salata alıyoruz. Salata da taze mısır koçanları halkalar şeklinde kesilmiş üzerinde mozeralla peyniri ve yeşillikler var bir de Pomodoro spaghetti alıyoruz (bu bildiğimiz domates soslu spagetti ) Pomodoro domates demek. İtalya’da bolca bu kelimeyi göreceksiniz. Akşamı burada geçirdikten sonra oldukça yorgun hissedince kiraladığımız apartman dairesine geçiyoruz.
Bologna’da Studio Finelli – The Place Apartments isimli bir apartman dairesi kiraladık booking üzerinden tüm tatil boyunca burada konaklayarak diğer şehirlere gidip geliyoruz. Bir de ayrıca Venedik’te bir otelde kalmak için yer ayırttık. Ev otomatik bir bahçe kapısı ile kilitli durumda ayrıca apartmana girerken de şifre istiyor. Gayet güzel bizim için yeterli bir yer ve bir de ağaçlıklı bir parka bakıyor.
Ertesi sabah kalkıyoruz ve şehrin en merkezi noktası olan Piazza Maggiore ye gidiyoruz.
Burada önemli bir çok yapı aynı meydanda toplanmış durumda: Basilica di San Petronio, Palazzo dei Notai, Palazzo d’Accursio, Palazzo del Podesta ve Palazzo dei Bianchi gibi bir çok ünlü yapı bir arada bulunuyor.
İlk göreceğiniz dış duvarları ile yarım kalmış hissi uyandıran klise Basilica di San Petronio oluyor. Görünüşüyle de hikayesiyle de oldukça ilginç bir yer.
Basilica di San Petronio aslında Bologna ve Emilia-Romagna’nın en büyük kilisesi. Buranın ilginç bir hikayesi bulunuyor.Buranın yapımına başlanırken Vatikan‘dan bile büyük ve gösterişli bir kilise olarak tasarlanmış ve önce klisenin merkez kısmından inşaasına başlanmış. Vatikan kendinden daha büyük bir kilise yapacaklarını duyunca bunu önlemek için kilisenin önüne çıkarabileceği tüm engelleri çıkartmış. Hatta inşaasını engellemek için kilisenin arasındaki araziye başka bir yapı inşaa ettirmiş. Dört kanat olarak düşünülen kilisenin kanatlarını resmen keserek buraya Archiginnasio’nun inşasını emredilince kilisenin ana projesine engel konulup büyümesi engellenmiş. Bu durumda proje iptal olmuş tabi diğer üç kanat inşaa edilememiş. Hatta şuan kilisenin dış duvarlarının yarısı mermerle kaplı durumda kalanına mermer bile yapılmasına izin vermemiş. Vatikan’ın kıskançlıkları ve engellemeleriyle yarım kalan kilise şuanki haliyle tamamlanarak daha küçük bir kiliseye dönüştürülmüş ama hala içi muazzam etkileyici görünüyor. Kiliseyi ücretsiz gezebilirsiniz ama çekim yapmak için 2euro bağış yapmanız gerekiyor karşılığında size bir bileklik takılıyor ve bu sayede içeride çekim yapmanıza izin veriliyor.
Kiliseyi gezerken yere dikkatli bakın yerde korunaklı halde 66.8 metre uzunluğuyla kapalı alandaki dünyanın en uzun meridyen çizgisi bulunuyor. Bologna Üniversitesi’nde görev yapan ünlü gökbilimci Gian Domenico Cassini tarafından ince hesaplarla keşfedilen bu meridyen, dünyanın çevresinin tam 1/600.000’ine denk geliyor. Meridyen çizgisini kilisenin tabanında görüp çizgiyi takip ederek inceleyebilirsiniz. Youtube videomda gösteriyorum. Video yazının başlarında oradan izleyebilirsiniz.
Ayrıca kilisenin gözlem terasından Bologna’nın etkileyici şehir manzarasını izleyebilirsiniz.Gözlem kulesine çıkmadan önce bize bir form dolduruyorlar ve bilgilerimizi alıyorlar sonra da kişi başı 3 Euro bağış yaparak asansörle yukarıya çıkarak şehri panoramik olarak izliyoruz. Teras kısmına çıkış saatleri 10:00-13:00 ile 15:00-18:00 arası. Saatlere çok dikkat edin dakikası dolunca hemen sizi aşağı indiriyorlar.
Teras çıkmanızı tavsiye ederim çünkü buradan şehrin en önemli simgelerinden ikiz kuleleri de görebiliyorsunuz. Bir tarafta Asinelli ve Garisenda ikiz kuleleri çok güzel görünüyor ayrıca çok ileride tepenin üzerinde yükselen San Luca’nın silüetini görüyorsunuz aşağı bakınca da Archicinnasio görünüyor. Şehri panaromik görebileceğiniz diğer yerler; İkiz kulelerden biri Asinelli ve San Pietro’nun çan kulesi ama sanırım en güzel manzara bizim çıktığımız yer olan Basilica di San Petronio nun gözlem kulesi. Bologna’nın en güzel panoramik şehir görüntüsü burada.
Meydana geldiğinizde görmeniz gereken bir yer de Neptün Çeşmesi. “Piazza Nettuno” meydanında bulunan 1667’de inşası tamamlanmış anıtsal bir fıskiyeli havuz ve onun içindeki büyük bronzdan Neptün ve iki çift diğer dörder bronz heykellerden oluşuyor.
Burada çok ilginç bir hikaye var. Bologna’nın yine bilinmeyen sırlarından biri olarak kabul ediliyor. 16.yy da Papa, heykeltraş Giambologna’ya Piazza Maggiore’de denizler hakimi Neptün’ün bir heykelini yapmasını emrediyor. Fakat heykeltraşın işine karışıp heykelin cinsel uzuvlarının büyük olamasını falan istiyor.Dikkat çekici olmaması konusunda baskı yapıyor. Giambologna’nın tepesini attırıyor. Heykeltraş Papa’nın isteklerine uymuş gibi görünüyor ama minik bir süpriz yapmadan da geri durmuyor. Salaborsa’nın merdivenlerinde durup heykele baktığınızda doğru açıdan bakılınca heykelin öne doğru uzanan elinin parmakları heykelin uzun bir cinsel organı gibi görünüyor. 🙂
Sırada Archiginnasio var. Burası bir zamanlar Bologna Üniversitesi‘nin ana binası olan, şu anda Archiginnasio Belediye Kütüphanesi ve Anatomik Tiyatro’ya ev sahipliği yapan bir yer haline gelmiş.
1088 yılında kurulan Università di Bologna (Bologna Üniversitesi), Batı’nın bilinen ilk üniversitesi ve aynı zamanda hala eğitim veren dünyanın en eski üniversitesi. Papa Bologna’da o sırada inşaası devam eden Basilica di San Petronio nun Vatikan Kilisesi’nden daha büyük yapılacağını duyunca kilisenin inşaasını da baltalamak ister. Normalde kiliseye ayrılan araziye Üniversite’nin Hukuk, Filozofi,Tıp,Fizik gibi bölümlerinin şehrin farklı yerlere dağılmış olmasını bahane ederek hepsini tam da kilise arazine yapmaya karar verir. Bu sayede Basilica di San Petronio’nun inşasını da baltalayarak bir taşla iki kuş vurmuş oluyor. Archiginnasio içine girdiğiniz anda avlusuyla bile sizi mest etmeyi başarıyor.
Her iki katın duvarlarını ve tavanlarını kaplayan renkli motifler aslında burada öğrenim görmüş öğrencilerin isimlerinden ve ailelerinin armalarını görebilirsiniz. Üst katın merdivenlerine çıkarken duvarlardaki sanat eseri gibi işlenmiş armalara mutlaka bakın. Avlu ve katlar Pazar günleri 10:00-14:00, diğer günlerde ise 09:00-19:00arasında ziyaret edilebilir. İçeride aynı zamanda bir kütüphane bulunuyor ama ziyaret edilemiyor. Kapısında sadece kütüphane kimliliği olanların girebileceği, turistik bir yer olmadığı yazıyor.
Archiginnasio’da bulunan en önemli yerlerinden Stabat Mater ve Teatro Anatomico’yu ziyaret etmek için en üst katta bulunan gişeden 3 Euro luk biletlerden alabilirsiniz. Her iki salonu da hafta içi 10:00-18:00, Cumartesi 10:00-19:00, Pazar 10:00-14:00 arasında gezebiliyorsunuz.
Anatomico tahtadan oyulmuş, tıp öğrencilerinin anatomi dersleri için kullandıkları bir sınıfmış. Ortada büyük bir mermer masa bulunuyor. 15. YY’da bu masada, tarihte bilinen ilk kadavra incelemeleri yapıldığı bir yermiş. Duvarlarda yer alan büyük oyma heykeller çeşitli çağlarda yaşamış doktorlara ait. Hipokrat ve Galen gibi isimler de var. Kürsünün iki yanında bulunan çıplak ve derisiz insan figürleri “Gli Spellati” de dikkat çekici.
Buradan da Via degli Orefici ’ caddesine çıkıyoruz. Buraya geldiğinizde mutlaka kaldırımlara bakın. Kaldırımda “yıldızlar geçidi” yer alıyor. Yıldızlar arasında Miles Davis gibi ünlü jazz müzisyenlerinin yıldızlarını da görebilirsiniz. Bu cadde üzerinde yola kurulmuş bir çok masa görüyoruz. Caddeyi kapatıp bir çok restoranın burada hizmet vermesi sağlanmış. Öğle yemeği saatine denk geldiğimiz için ortam oldukça kalabalık. Burada akşam üstü 18:00 e doğru Aperetivo için de gelebilirsiniz. Aperativo İtalyanların akşam üstü iş çıkışı bir bara uğrayıp bir şeyler içme ve yanında da kuruyemiş veya minik kanepeler gibi atıştımalıklardan yedikleri bir zaman dilimine deniliyor. Kuzey İtalya taraflarında çok yaygın. Saat 18:00 civarı yapılıyor. Günün farklı bir saatinde dahi biz Aperol Spritz istediğimizde yanında atıştırmalık getiren yerler oldu.
Biz buradan Bologna’nın Kız Kardeşleri olarak anılan Asinelli ve Garisenda kulelerinin olduğu meydana geliyoruz. Piazza di Porta Ravegnana’da, şehrin koruyucu azizi San Petronio’nun heykelinin arkasında Asinelli ve Garisenda isimlerindeki kuleleri görüyoruz. Bu kuleler aynı zamanda Bologna’nın sembolleri. “Le Due Torri” (İki Kule) 12. yy da 100 den fazla kule varken şuanda sayıları 20 civarındaymış.
Torre degli Asinelli 97.2 metre uzunluğunda Asinelli ailesi tarafından 12. yy da inşa edildikten sonra uzun yıllar gözcü kulesi olarak hizmet vermiş. Yukarı çıkıp 498 tahta basamakla kulenin tepesinden şehir manzarasını izlemek isterseniz ücreti; 5 Euro, Mart-Ekim aralığında 09:30-19:30 (son çıkış 18:30), Kasım-Şubat aralığında ise 09:30-17:45 (son çıkış 17:00) saatlerinde 45 dk’lık ziyaret aralıkları oluşturuluyor. Ziyaretiniz öncesi Piazza Maggiore’deki turist ofisinden dilediğiniz ziyaret aralığını seçerek veya kendi web sitelerinden biletinizi önceden almanız gerekiyor.
Torre degli Garisenda Asinelli’yle aynı dönemde inşa edilen küçük kardeş Garisenda 3.8 derecelik eğik ve 4 derece eğik Pisa Kulesi’ne en yakın rakip. Bu nedenle bu kuleye çıkış yasak. Garisenda ilk yapıldığında 60 metre uzunluğunda iken aşırı eğim sonrası güvenlik nedeniyle 12 metresini kesmişler.
Buradan da Cafe Zamboni‘ye geliyoruz. Geldiğimiz saatte açık büfe vardı ve menü 13 euro idi. Suşi dahil bir çok seçenek bulunuyor ve istediğinizi alabiliyorsunuz.
Öğle yemeği molasından sonra da Palazzo della Mercanzia nın önüne geliyoruz. Kırmızı kiremitten yapılmış bayıldığım bir bina oluyor hemen. Ticaret sarayı deniliyor. 14 yy da yapılan bina ticaret ile ilgili mahkeme olarakta kullanılmış. Balkondan ticari suçlular halka ilan edilir, binada bir direğe bağlanarakta halka teşhir ediliyormuş. Burası yıllar içinde bir çok restorasyon geçirip günümüze gelmiş. Meydanda görülmesi gereken bir çok güzel bina var aynı zamanda canlı müzikler de yapılıyor. Mutlaka uğrayın.
Sokaklarda yürüken çok sayıda sahipli köpek görüyoruz, öğrenciler, bisikletler ve köpekler için cennet Bologna.
Basilica di Santa Stefano’ya geliyoruz. Meydandan bakılınca tek bir bina gibi görünen Basilica di Santo Stefano iç içe geçmiş yedi kilisenin birleşiminden oluşan bir kompleks bina.
Buraya bu nedenle Yedi Kilise de deniyor. Kışın 09:15-18:00, yazın ise 09:15-19:15 arasında gezebilirsiniz. Girerken bağış bırakmayı unutmayın.
Bir kapıdan girdiğinizde karşınıza çıkan kapılar sizi diğer bölmelere de götürüyor. Ortasında Pilato Avlusu bulunuyor.
Bölmeleri ilerledikçe bir de arka tarafta bir avlu daha bulunuyor kesinlikle burası daha güzel. Burada bir çok kişi fotoğraf çekiliyor. Avlu kilisenin kulesine bakıyor ve bu açıdan manzarası daha güzel.
Buradan da Basilica di san Domenico ya geliyoruz. Buraya gelmemizin özel bir nedeni var. Girişi ücretsiz olan bu bazilikada Michelangelo’ya ait üç heykel bulunuyor.
Michelangelo’nun yolu bir süreliğine Bologna’yla kesişmiş ve şu an bazilikada yer alan Saint Petronius, Saint Proclus ve elinde fener tutan melek heykellerini yapmış.
Heykelleri bulmanız kolay değil bazilikanın içinde ayrı bir bölümde bir lahitin üzerinde bulunuyorlar ve boyutları oldukça küçük.
Bu arada lahit üzerinde birden fazla insan figürü bulunuyor ama bu özel bölmeye girerken duvarda asılı fotoğraflara bakarsanız hangilerinin Michelangelo’y ait olduğunu bulabilirsiniz. Bu çok az insanın bildiği şeylerden biri olduğu için Bologna’nın sırlarından biri olarak kabul ediliyor. Bologna’nın sırlarının peşine düştüğümüz bir video çektim onu da izleyerek siz de çok az kişinin bildiği bu sırları keşfedebilirsiniz. Bazilikayı hafta içi 09:00-12:00 ve 15:30-18:00, Cumartesi 09:00-12:00 ve 15:30-17:00, Pazar günleri ise 15:30-17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.
Buradan da Palazzo d’Accursio’ya geliyoruz. Aynı zamanda Palazzo Comunale’de denilen Palazzo d’Accursio, en eski yapısı 12.yy da inşa edilen, Bologna Üniversitesi’nin ünlü hukuk profesörü Accursio’nun evi. Belediye Binası olarak kullanılıyor.
Binanın Via Ugo Bassi’ye bakan cephesinde birazdan bahsedeceğimiz Fontana di Nettuno ile aynı mimarının elinden çıkma muazzam çeşme Fontana Vecchia yer alıyor. Fontana di Nettuno’ya bakan cephede ise beyaz mermer bir plakanın üzerinde boy boy çizgiler dikkatinizi çekecektir. Bunlar, o zamanlar kullanılan “Bolognese foot” gibi çeşitli ölçü birimlerini gösteriyor. Youtube videolarımda bu çizgileri de gösteriyorum.
Üst kattaki ihtişamlı Sala Rossa salonunda nikah kıyılabiliyor. Biz yukarı çıktığımızda burada bir sergi açılışına denk geldik. Biraz sergiyi dolaştıktan sonra nikah kıyılan bölümü ve diğer kısımalrını da gezdik. Buradan avlu da çok güzel görünüyor. Pencereden aşağı bakın. Bir zamanlar kralların taç giydiği Sala Farnese’in penceresinden Piazza Maggiore, Santa Maria della Vita Kilisesi’nin kubbesi ve Asinelli’den oluşan manzarayı izlemeyi unutmayın. Pazartesi ve Cuma hariç diğer günlerde ziyaret edebilirsiniz.
Biblioteca Salaborsa’ya geliyoruz. Palazzo d’Accursio’nun içinde burası üç katlı bir kütüphane. Tavan işlemelerine bakmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Portico stili kemer ve sütunlarına bakın ye yere baktığınızda cam bir zemin ve onun altında antik şehir Bononia’nin M.Ö. 189 yılından kalma kalıntılarınıgörüyorsunuz. Kütüphaneyi Pazartesi 14:30-20:00, Salı-Cuma arası 10:00-20:00 ve Cumartesi günleri 10:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. -1. katta yer alan arkeolojik antik şehir kazılarını ise bir miktar bağış karşılığında Pazartesi 15:00-18:30, Salı-Cumartesi arası 10:00-13:30 ve 15:00-18:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Turnikeli bir kapıdan geçtikten sonra kalıntıların olduğu bölüme gidiyoruz. Yürümek için özel bir yol yapılmış ve kalıntılar etrafa saçılmış durumda. Bologna’nın en eski halinin kalıntıları arasında kendinizi bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz.
Bologna’da son kahvaltımızı Ca’ Pelletti Locanda di Romagna isimli mekanda yapıyoruz Adres:Via Andrea Mantegna, 2, 35121 Padova PD, İtalya
Kruvasan, sandviç, kahve tatlı şeklinde birşeyler alıyoruz buradan, yeniden iki kuleyi görmeye gidip oradanda son dondurmalarımızı yemek için ismini çok duyduğum Gelateria Gianni‘ ye geliyoruz. Adres:Via Monte Grappa, 11/a, 40121 Bologna Burada en meşhur olan ricotta peynirli dondurması oldukça krema veya kaymak tadında bir dondurma bana çok hitap etmedi açıkçası. Diğerini de il signori degli anelli isimli bir dondurma alıyoruz bunda da fındık parçacıkları sütlü bir dondurma bunu daha çok beğendim. Tek dondurma 2.5 euro ödüyoruz.
Daha sonra çok ünlü Café Pastry Gamberini isimli yere gidiyoruz. Burada Aperetivo yapabiliyorsunuz veya kahve içip kurabiye veya pastalarından yiyebiliyorsunuz meşhur bir pastaneci. Adres:Via Ugo Bassi, 12e, 40123 Bologna Burada Aperol spritz, kahve alıyoruz yanında mini kanepeler, bademler, cips vs ikram olarak geliyor. Çok keyifli bir yer son kahvelerimizi de burada içip etrafı seyrediyoruz.
Bir kahve içmek için en meşhur kahvecisi olan Terzi‘ye gidiyoruz.
Terzi buranın en meşhur yeri 2022’de Vedat Milor’ünde gidip beğendiğini görünce çok doğru tercih yapmışız diyorum.
Bologna’da alışveriş: Bunun için size ünlü bir yer önermek istiyorum Maisons du monde. İçinde mutfaktan , aksesurara , evcil hayvanlar için ürünlerden her türlü zevke hitap edebilecek ürünler var. Ben dekorları da mağazayı da çok beğendim. Ekim gibi giderseniz yılbaşı için dekorlar da ufaktan gelmeye başlıyor. Kendimize, ev için dekoratif ürünler ve kedimize de çok güzel mama kapları bulduk. İskandinav severler buraya bayılacak. Bunun dışında çok fazla tasarım mağazaları var. Via dell’Indipendenza caddesinde ve Via Ugo Bassi caddesinde bir çok restoran ve mağaza bulabilirsiniz. Bologna yürüyerek dolaşabileceğiniz bir yer sokak aralarına girmekten çekinmeyin.
Bologna’da Yeme içme: Bunun için gittiğimiz ve gitmediğimiz ama methini duyduğumuz yerler olarak bir çok önerimiz var.
Bologna’da alışveriş ve yemek için öncesinde çektiğimi videoyu izlemenizi tavsiye ederim. Nerede ne var görebilirsiniz.
İçme:
Terzi : Via Guglielmo Oberdan, 10/d, 40126 Bologna BO, İtalya Bologna‘nın en meşhur kahvecisi burası. Çay içinde en ünlü yer olduğu söyleniyor biz kahvesini denedik beğendik. Pzt den cumartesiye sabak 8:00 den akşam 18:0e kadar açık. Caffè Terzi’nin spesiyali üzerine çikolata rendelenmiş cappuccino. Benim ise cappuccino oluyor. İkisini de deniyoruz.
Kahve için başka bir mekan: Antico Caffe Scaletto: Italy, Via Ugo Bassi, 3/a, 40121 Bologna BO, İtalya
Kahve içip kurabiyelerinden de yiyebileceğiniz bir mekan.Buraya gitmedim ama beğenildiğini duydum.
Caffè Zanarini Cafenin üst katında ve dışarıda kaldırımdaki masalarda oturmak mümkün. Tatlı , pasta ve çikolata çeşitleri başarılı bulunuyor. Daha çok yerellerin bildiği bir yer. Aperol ya da Campari Spritz 7 Euro civarında. Burada aperativo saatinde giderseniz bolca cipsler ve atıştırmalıklar ücretsiz olarak sizi bekliyor olacak.
Yemek için:
Osteria dell’orsa adres: Via Mentana, 1, 40126 Bologna BO, İtalya
Burada spagettinin bir başka versiyonu olan Taglliatte al ragu bolonez soslu makarna en cok tavsıye edilen yeri. Tagliatte al ragu 6 euro ev şarabı 4 euro civarında. Tagliatelle al ragu 6.5 Euro, tortellini in brodo 10 Euro. Akşamları girmek için uzun bir kuyruk beklemeniz veya rezervasyon yapmanız gerekiyor. İki kere gidip kapısından döndük sonra inat edip uzun bir kuyruk bekledik. Bir saat kadar sonra ismimiz söylendi ve gidip oturabildik.
Diğer önerilen yemek mantıya benzeyen Tortellini in brodo.Mantıya benziyor ama daha cok su içinde servıs ediliyor. Bu iki makarnada domuz eti olabilir o nedenle hassasiyetiniz varsa önceden sorun.
Ristorante Donatello Önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Yemek olarak ben lazanya, Straccetti di Manzo sipariş edilebilir. Kişi başı 3 Euro coperta yani oturma parası alıyorlar. Lazanya 10 Euro, Straccetti di Manzo 13 Euro, yarım litre ev şarabı 7 Euro, Tenerina con Mascarpone 5 Euro civarında.
Osteria del Sole Vicolo Ranocchi’ye caddesinde girdiğinizde görebileceğiniz yer. Burada sadece self-servis içkinizi alıyorsunuz. Yemeklerinizi dışarıdan getirebiliyorsunuz.
Bottega Portici : Meshur iki kulenin arasında bir restoran. Yine Tortellini yenebilir. Aynı zamanda sabah kahvaltı içinde kruvasan ve kahvei çin gidilebilir.
Eataly: Via degli Orefici, 19, 40126 Bologna BO, İtalya
Via degli orefici de bir subesi bulunuyor. Burada da yemek yenebilir. Buraya da uğruyoruz. İçerisi kalabalık.
Bologna’da pizzanın lokal adresı de Pizzartist. Adres:Via Marsala, 35/A, 40126 Bologna BO, İtalya
Rosarose – Bistrot Bolognese: Via Clavature, 18/B, 40124 Bologna BO, İtaly
Burası da lasagna yemekiçin bir adres olabilir. Menüsünde taze makarnalar et ve tavuk yemekleri de yer alıyor.
Fiyatlar yemekler 10-15euro arasında.
Maggiore meydanındaki Quadrilatero bir nevi dükkanların olduğu Pazar yeri gibi. Taze sebze meyve ev yapımı makarna şarap, şarküteri ürünler, ve yerel lezzeter için şehrin en hareketli yerlerinden biri.
Mercato Delle Erbe: Via Ugo Bassi, 25, 40121 Bologna BO, İtalya Hem taze sebze meyve bulabileceğiniz hemde ayak üstü birşeyler atıştırabileceğiniz kapalı market. Buraya alışveriş yapmak için gidiyoruz.Burada Vini Sapuri isimli bir yere gidiyoruz 09:00 ile 15:00 arası 18:00 ile gece 01:00 e kadar açıkmış. Makarnalar 6 euro ,Lazanyalar 8 euro salatalar 8-9 euro arasında. Burgerler 7 ile 12 euro arasında. İlk gittiğimiz de restoranlar açık olmayınca arka tarafından çıktık tam karşımızda bir kaç tane bar gördük. Birine oturduk ve aperativo saatine denk geldik. Aperol Spritz alınca yanında istediğimiz kadar cips ve yer fıstığı free denildi. Akşam üstü oturmaya devam ederseniz öğrencilerin gelip sıraya girdiği ve belli bir ücret karşılığı çıkan menülerden tabledot gibi alabileceğiniz bir yer haline geliyor. Burada fotoğraf çekmemişim ama size Bologna’na alış veriş ve yemek videosu çekmiştim onu izlemenizi tavsiye ederim. Tüm peynirler ,şarküteri üzünleri, makarnalar nereden alınır gösteriyorum.
Taze Makarna almak için: Burada taze makarna almak isterseniz Le sfogliene isimli yere gidin. Mercato’nun arka çıkışında Barların olduğu bölgede. Biz tortelloni almak istedik ricotta peynirli ama bu ürünler alındığı gün pişirilmesi ve yenmesi gerekir dediler ve bize satmadılar. İki kadın işletmecinin yeri. Bana işte sana Bologna’ya yeniden gelmek için bir fırsat dediler 🙂 Biz alışverişi son güne bırakmasaydık aslında kaldığımız apartman dairesinde mutfak vardı orada pişirebilirdik. Peynir ve taze hamur bekletilmeye uygun değilmiş aklınızda bulunsun. Biz dolgusuz Gramigna gialla ve strozzapreti olandan aldık. Kaynamış suda 4 dakika pişirme ve istediğimiz sosla yenme önerisi verildi.
Salumeria Simoni Davide Simoni, Emilia-Romagna bölgesine ait şarküteri ürünlerinin satıldığı, 1960’tan beri ayakta olan dükkanlarında bulunuyor ve bölgenin en meşhur peynirlerini satıyor. Parmigiano-Reggiano,balzemik,şarküyeri ürünlerini burada bulmanız mümkün. Duvarda da dünyaca ünlü parmesan peynirlerinin Emilia Romano bölgesinde Bologna 16 aylık,24 aylık ve 36 aylık gibi peynirlerin yılları var. Peynir tadımı yapabilirsiniz bu peynirler yaşlandıkça tadı güzelleşiyor o nedenle biz 36 aylıktan aldık. Kilosu 24 eurodan başlıyor. İçeri girince sıra almanız gerekiyor sıranız gelince de tadarak istediklerinizden alabilirisiniz. Buzlukta uzun süre saklanabiliyor. Geldikten sonra makarnadan salataya her şeyin üstüne rendeleyerek tüketmeyi seviyoruz. Alış veriş için mutlaka buraya uğrayın. Bu peynirin orjinali İtalya’da sadece belirli yerlerde satılıyor bilginiz olsun. Mercato di Mezzo’ya çok yakın dükkan. Adres: Via pescherie vecchie sokağında.
Bologna’da Pizza yemek için Pizza Altero, tatlı ve espresso veya aparativo yapmak için şehrin en eski pastanesi olan (1907’de açılmış) Gamberini, leziz İtalyan dondurmaları için La Sorbetteria Castiglione, Aperativo için Via Belvedere üzerindeki mekanlara gidebilirsiniz.
Dondurma: Dobdurmacı çin tavsiye edilen yerlerden birisi de Stefino dondurmalar organik meyvelerden yapılıyormuş. Adres: Stefino Organic Gelato Via S. Vitale, 37, 40125 Bologna BO, İtalya
Cremeria Santo Stefano
Basilica di Santo Stefano yakınlarındaki bu dondurmacı da yerelinden tavsiyesi. Üç top gelato 3 Euro
Diğer dondurmacı önerileri ise: Lilasu, Sorbetteria Castiglione, Gelateria Cremeria Mascarella, Il Gelatauro, Gelateria Islanda ve Sorbetteria Saragozza isimli yerler.
Bolognanın en meşhur dondurmacılarından biri de Gelateria Gianni buranın ricotta peynirli dondurması çok meşhur bizim son gün denediğimiz yer. Ricottalı ağır geldi ama diğerleri çok lezzetli.
Via Monte Grappa, 11/A, 40121 Bologna BO, İtalya
Alış veriş önerileri:
Tagliattelle hediyelik veya eve götürmelik için oldukça mantıklı bir seçenek. Bolognada bir çok yerde taze olarak veya paketlenmiş olarak yapıldığını görürsünüz.
Le Sfogline Bologna’nın belki de en önemli geleneği el yapımı makarna. “Sfogline” adı verilen makarna ustalarının yapılırken izleyebileceğiniz makarnaları olan tagliatelleler, tortellinilerden satın alın biz çok beğendik. Le Sfogline Perşembe ve Cumartesi günleri 08:30-14:00, diğer günler 08:30-19:30 arası açık. Pazar günü kepenkler kapalı.
Paolo Atti & Figli Şehrin en usta sfogline’lerinden Signora Edda’nın yaptığı çıkan taze tortelliniler den alınabilir.
Mercato di Mezzo Via Pescherie Vecchie ya da Via Clavature’den girebileceğiniz Mercato di Mezzobir çok restoranın bir arada bulunduğu kapalu bir pazar yeri aslında. Giriş katta çıtır çıtır ekmekleriyle ünlü Il Forno di Calzolari ve kahvaltı ya da tatlı yemek için Cental di Gusto’nun yanı sıra taze makarna, et, balık, şarküteri, şarap, vs sunan bir çok minik mekan da yer alıyor. Bodrum katı İtalya’nın ünlü birası Baladin’in birahanesine ayrılmış durumda. En üst katta Eataly var. Mercato di Mezzo haftanın her günü 09:00-00:00 arası açık.
Mercato delle Erbe Şehrin en büyük kapalı pazarı. 1910’dan beri bu binada yer alan sabit pazarda meyve-sebze standları, kasaplar, şarküteriler, şarapçılar, balıkçılar ve fırınlar yer alıyor. Mercato delle Erbe pazar günleri kapalı. Onun dışında her gün 07:00-00:00 arası açık. Dükkanların ve yemek alanlarının açık olduğu saatler değişiyor..
Pappare’ Bologna’da kahvaltı yapmak istiyorsanız burası tavsiye ediliyor.
Yemekler:
Tortellini Bologna’nın en meşhur yemeklerinden biri domuz eti ve parmesan peyniri ile yapılıyor.
Domuz eti yemeyenler veya vejetaryenler için ise yiyebileceğiniz versiyonu “tortelloni”. Tortelloni genellikle ricotta peyniri ve ıspanak dolgulu oluyor. Yolunuz Modena’ya düşerse balkabağı dolgulu olanını da tadabilirsiniz. Biz Modena’da denedik ama ben bal kabaklıya çok bayılmadım açıkçası.
Lasagne verdi al forno içinde yine ragù sos var.
Cotolette alla Bolognese Dana etinin ekmek kırıntısıyla kaplanarak kızartılmasından ile yapılan şinitzel benzeri bir yemek.
Bölgenin en ünlü şarabı Lambrusco. 70 cl’lik bir şişe Lambursco 1.85 Euro civarında.
Bizim denediğimiz ve tavsiye edilen ama gidemediğimiz yerlerin listesi daha çook uzayıp gidiyor ama bunlar size en çok tavsiye edebileceğim yerler.
Bologna da geçirdiğimiz bir kaç gün inanılmaz keyifli geçti. Bol bol yemek yedik aperativo yaptık sabahları ünlü kahvecilerinde güne başladık.Bologna’yı çok ama çok sevdik kesinlikle yeniden gitmek için gün sayıyoruz. Bologna yaşamak isteyebileceğimiz nadir yerlerden biri oldu bizim için eğer hala yolunuz düşmediyse mutlaka ama mutlaka bu şehri ziyaret edin. Blogumu okuyup gidenlerle yorumlarda buluşalım. Sizin önerileriniz varsa yine yorum yazabilirsiniz. Sıradaki İtalyan şehrimizde görüşmek üzere..
Related Posts
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.