- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
Strazburg Fransa‘nın Alsas bölgesinde bulunan özellikle Noel pazarları ve yılın her mevsiminde gidilip gezilmesi gereken çok güzel bir şehir. Noel Pazarları Christmas market döneminde şehrin tüm ev ve mekanlarının çok güzel süslenmesiyle oldukça popüler bir yer. Noel Pazarları gezime bu nedenle Strazburg’u da ekliyorum. Heidelberg’ten tren ile Strazburg Tren istasyonuna gelmeyi planlıyorum. Benim planımda Strazburg’u günübirlik gezip akşam Basel’e geçip orada konaklamak var. Bavullarımı tren istasyonunda bırakıp gün içinde şehri gezer akşam da yine tren ile Basel’e geçerim diye plan yapıyorum. Benim gezim Aralık ayında yaptığım sırada Fransa ülke genelinde tüm sektörleri etkileyen bir grev başlıyor ve tüm ulaşım ağı bundan etkileniyor.Strazburga aktarmalı gideceğim. Elimde bavul 2 sırt çantası ordan oraya koşturup duruyorum. 2 saat sonra tren geliyor biniyorum ve tren Fransa sınırına girdikten sonra diğer aktarma yapacağımız istasyona gidip duruyor Fransa‘nın Wissembourg diye minik bir kasabası. Gidip istasyon görevlisine soruyoruz ve o trenin grev yüzünden gelmeyeceğini tüm trenlerin iptal olduğunu ! söylüyor. Strazburg’a nasıl gideriz dediğimizde gidemezsiniz ulaşım yok diyor ! Şok geçiyorum elimde bavullar ve ben bilmediğim bir Fransız kasabasında mahsur kalıyorum. İşin kötü yanı ben akşam da Basel’e geçmeliyim otelim orada ve parası da ödenmiş durumda.
Hayatımda ilk kez Yurt Dışına tek başıma çıkıp bir seyahat edeyim diyorum onda da Greve denk geliyorum. Hava yağmurlu elimde bavul ve 2 sırt çantası bir elimde şemsiye ıssız bir tren istasyonunda mahsur kalıyorum ve görevli İngilizce bilmiyor! Grev diyip içeri girip kapıyı kapıyor orada yeni tanıştığım ve Strazburga gidecek bir kadına ne yapalım diye soruyorum onun Fransızca’sı varmış biraz. Görevli mırın kırın edip gidip içeriden bir kağıt getiriyor gün içinde sadece 1 tane otobüsün geleceğini oda öğleden sonra 15:30 civarında ona binebileceğimizi başkada bir alternatifimizin olmadığını söylüyor. Bu durumda benim tüm Strazburg planım suya düşüyor. Yine de oraya gitmem ve ordan Basel’e geçmem gerek. Bütün bu yaşadıklarımı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Youtube vlogumda hem Wissembourg kasabasını hemde Strasburg ta neler yaşadığımı izleyebilirsiniz. Ben size Strazburg gezi rotamı paylaşıyorum. Akşam olduğundan çok kısıtlı zamanda çok yer gezemesem de eşim 2 yıl önce gelip gezdiğinden onunda verdiği fikirlerle ve çektiği bir kaç fotoğraf ile size bir Strazburg Gezi rehberi hazırladım.
Gezdiğim yerleri aynı zamanda Youtube kanalım: gezente’de de paylaşıyorum. Strazburg vlogumu aşağıdan izleyebilirsiniz. Youtube kanalıma destek olmak ve diğer videolarımı izlemek için kanalıma abone olup videolarımı beğenirseniz de çok sevinirim
Strazburg‘ta otobüsten inince önce istasyona girip bavulu bırakabilir miyim bakıyorum ve Flixbus otobüsünün kalkacağı yeri öğreniyorum. Bavulu bırakabiliyorunuz ama Flixbus otobüsü şehrin bi ucunda. Benimde sadece 2,5 saat gibi çok az bir zamanım var. Bavulu tren istasyonuna bıraksam dolaşıp geri gelip almam gerek ama vaktim yok direk gitsem Flixbus otobüsü açık bir parkta bekliyor iki saat yağmurda bekleyeceğim ve şehri göremeyeceğim. Ben de risk alıyorum elimde bavulla tren istasyonundan çıkıp yürüyerek şehri gezmeye karar veriyorum. Tren istasyonundan çıkar çıkmaz polislerin bölgeyi kapattığını ve tüm giriş çıkışlarda arama yapıldığını görüyorum. Polis yağmur altında bavulumu sırt çantamı vs herşeyi açmamı söylüyor arama yapacakmış. Bu yağmurda mı diye söyleniyorum. Bavul tıka basa dolu açamam açarsam kapanmaz desem de ısrar ediyor. O zaman siz kapatırsınız diyorum. Bavulu açıp bakıyor buyrun kapatın diyorum adam gözüme bakıyor. Zaten tüm gün sinir krizi yaşamışım burada da polisle kapışmam an meselesi. Polis Fransızca bir şeyler geveliyor ben kollarımı birbirine kapatıp hadi kapatın der gibi bakıyorum. Neyse zorla kapamaya çalışıyor amma da dolu falan diyor. Size söylemiştim diyorum sırt çantamı da açmak istiyor ona da bakıyor. Çanta yer düşüp ıslanıyor ben gözümden ateş saçarak polise bakıyorum. Derken neyse hadi git diyor geçiyorum. Burada yaşanan talihsizlikler bir yana bir an önce şehri gezmem gerek az zamanım var. Şehirde İlk gidilecek yer nehir kenarında olan Barrage Vauban bölgesi. Vauban Barajı, 1686-1690 yılları arasında şehri olası saldırılarda korumak adına askeri mühendis Vauban’ın planı baz alınarak yapılıyor. Plana göre , eğer şehrin güneyinden Strazburg’a bir saldırı olursa nehirdeki su seviyesi yükseltilerek baraj bölgesinin sular altında bırakılması ve düşman ordusunun buradan geçememesi planlanıyor.
Bu gönderiyi Instagram’da görGüzel manzaralarıyla ve kanallarıyla Strasbourg
Gezente (@gezentecom)’in paylaştığı bir gönderi ()
Baraj üstündeki gözlem terasından manzarayı izleyebilirsiniz. Terasa çıktığımızda karşılaştığımız Petite France, Ponts Couverts ve arka plandaki Katedral manzarası çok güzel. Girişi ücretsiz ,Kışın 08.30-16.00 saatleri arasında açık. Buradan mutlaka Petit Franse bölgesini izlemelisiniz.
Ben gittiğimde akşam olduğu için göremiyorum ama size önceki gezi de çekilmiş bir fotoğraf bırakıyorum. Pont Couverts (Kapalı Köprüler): Petite France’ın hemen kıyısında bulunan, dört kule ve üç köprüden oluşan Pont Couverts 13. YY’da Strasbourg bağımsız bir şehirken bir savunma mekanizması olarak inşa edilen bir yer. Köprülerin üzeri, savaş zamanında bu köprüde konuşlanan savunmacıları korumak için tahta çatılarla kaplı oluyor zaten köprü de adını buradan alıyor. Daha sonra Baraj Vauban inşa edilince bu köprüler artık görevlerini yapmaz oluyorlar ama kuleler hala orada duruyor. Maison des Ponts Couverts: Strazburg’unb en çok fotoğraf çekilen noktalarından biri burası. Aslında aile-çocuk terapi ve buluşma merkezi burası. Ama ev çok güzel olunca herkez gelip fotoğraf çekilerek meşhur etmiş sanırım. Evin önündeki kapı sabahları genellikle kapalı bu nedenle akşama doğru gelip bakmanızı tavsiye ederim. Ben çok karanlık olduğu için hiç gitmeden burası pas Petite France: Petit France bölgesi Strazburg’un en çok fotoğraflanan başka bir noktası. Bölgenin adı aslında 15. YY’ın sonlarında burada bulunan ve frengili askerleri tedavi eden bir hastaneden geliyor. O dönemlerde Frengi, hastalığı Fransız Hastalığı olarak diye bilindiğinden buraya Petite France denilmiş.
Burayı gezdikten sonra en güzel noktalardan bir başkası olan Pont Saint Martin’i ve Maison des Tanneurs’i evlerini görmek üzere yoluma devam ediyorum. Bu bölge Deri tabaklama için kullanılan evlerin olduğu bir yermiş eskiden yüksek çatılı fotojenik evlerin en popüler olanı Maison des Tanneurs.
Şu anda La Maison de la Choucroute adında bir restoran olarak hizmet veren bu eve uğramadan dönmeyin. Akşam yağmur kalabalık derken zar zor eve gitmeye çalışıyorum nehrin öte tarafında ki köprü bir tekne kayık gibi bir şey geçtiğinden kapalı bekliyorum açılıyor karşıya geçiyorum evi görüp devam ediyorum. Ben gezim sırasında maps.me uygulamasını kullanıyorum şehirde göreceğim noktaları önceden işaretleyerek bulunduğum yerden gitmek istediğim noktaya tıklayınca bana rota oluşturuyor ve o şekilde kaybolmadan çok rahat geziyorum. Uygulamadaki haritayı indirip off line olarak kullanabilirsiniz. Bu açıdan oldukça kullanışlı.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Güzel kanalları ile Noel öncesi ziyaret edilesi yerlerden biriAma hava çok soğuk dikkatli giyinin derim ☺️#strasbourg Gezente (@gezentecom)’in paylaştığı bir gönderi ()
Köprü üstünden kenardaki restoranların evlerin fotosu çekilerek Nehir kenarından yürümeye devam edilip Quai Saint-Thomas‘tan yürünebilir. Baya ilerde Quai Saint-Nicolas köprüsü var bu köprünün oradan Grande Boucherie ve arka plandaki katedral manzarasını izlemeye değer. Oradan Alsatian Museum önünden geçerek avlusuna vs bakılabilir ama müzeyi gezmeye bence gerek yok oradan da Pont du Corbeau köprüsünden geçip Ancienne Douane (Kaufhaus olarak da geçiyor) burayı görmeden dönmeyin
İleride yolun karısında Grande Boucherie var suan Historical Museum of the City of Strasbourg olarak kullanılıyor burası. Eskiden mezbahaya ve kasap olarak kullanılıyormuş. Bu yoldan devam ederek Place du Marché aux Poissons caddesinden geçip Terrasse Rohan a gelerek buralarda kurulan chrismas marketleri görebilirsiniz. Orada Rohan Sarayı yani palais rohan da var. Nehrin arkasından rohan sarayı tarafı güzel görünüyor evler.
Gündüz vakti zamanınız varsa burada bol fotoğraflar çekebilirsiniz. Saray, Salı günleri hariç her gün 10.00-18.00 arası ziyarete açık. Ana koleksiyonlar için giriş ücreti €4, süreli özel sergilerde giriş ücreti ayrıca €5 civarında. Ben oraya kadar inmiyorum. Amacım Katedrali görmek. Size rota olması açısından bu bölgeleri de yazıyorum.
Cathédrale Notre Dame de Strasbourg: Meydanın hemen karşısındaki Rue Mercière‘in oradan bakarsanız karşınızda Strasbourg Katedrali’nin (Cathédrale Notre Dame de Strasbourg) gül penceresi ve 142 metre yüksekliğindeki kulesini görebilirsiniz. O açıdan mutlaka fotoğraf çekin derim. Bu noktada yorulduysanız bir cafe var Christian – Tea Room buraya uğrayabilirsiniz.
Eğer katedralde yukarısı açıksa oraya da çıkılıp şehre bakılabilir. Christmas marketlerin kurulu olduğu zamanlarda güvenlik gerekçesiyle platforma çıkışlara izin verilmediğinden bu dönem çıkışlar kapalı olunca ben de göremiyorum. Platforma 332 basamak ile çıkılıyor. Nisan-Eylül ayları arası 09:30-20:00, Ekim-Mart arası ise 10:00-18:00 arasında ve çıkış ücreti 5 Euro, Strasbourg Pass’ı olanlar için ücretsiz. Bir de her ayın ilk pazar günü ücretsiz. Bu ücret katedralin içini gezmek için değil; katedrali her gün 09:30-11:15 ile 14:00-17:45 arasında ücretsiz olarak ziyaret edebiliyorsunuz.
Ben gittiğimde katedral kapalıydı ama etrafındaki Noel Pazarlarını şöyle bir dolaşıp bakıyorum. Burada asıl görülmesi gereken şey bana göre 16. YY’da matematikçiler, heykeltraşlar ve İsviçreli saat ustaları tarafından yapılan Rönesans şaheseri Astronomik Saat. Her gün 12:30’da saat gösterisi yapılıyor ama bu gösteriyi izlemek için bilete almanız gerekiyor.Katedralin gişesinden 2 Euro karşılığında biletinizi alabiliyorsunuz. Giriş kapısı 12’ye doğru açıldığında önlerden yer kapabilmek için 11:30’da sıraya girin diyorlar. Önce saat hakkında yarım saatlik bir film gösterimi yapılıyor; 12:30 olduğunda ise saatin figürleri hayat buluyormuş. Gündüz gidenler mutlaka bu gösteriyi izlesin çok ilginç gibi görünüyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
#strasbourg #fransa Gezente (@gezentecom)’in paylaştığı bir gönderi ()
Katedralin çaprazında bulunan Maison Kammerzell i de buraya kadar gelişken görebilirsiniz. Şuan bir restoran olarak kullanılan evin dışı oldukça fotojenik. Dışı koyu renk işlemelerle dolu ahşap kaplama çok güzel bir bina.
Place Gutenberg: Strazburg Notre Dame Katedrali’nin hemen çaprazındaki Gutenberg Meydanı, adını matbaanın mucidi Gutenberg’den alıyor. Gutenberg Strazburglu olduğu için burada bir de heykeli bulunuyor.
Carré d’Or: Rue du Chaudron, Rue du Sanglier, Rue des Orfèvres ve Rue du Temple Neuf sokaklarından oluşan dikdörtgen içindeki bölgeye Carré d’Or deniyor; Altın kar anlamına gelen bu bölgede oldukça güzel. Güzel süslenmiş virtinlerine hayranlıkla bakarak bu bölgeyi de gezebilirsiniz.
Place du Temple Neuf un önünden devam ederseniz Rue des Grandes Arcades isimli en ünlü caddelerden birine ve hemen devamında asıl görülmesi gereken Place Kléber’e gidebilirsiniz.
Her yıl kurulan Christmas Marketlerin verdiği ışıltılar içinde 30 metelik dev bir yılbaşı ağacı karşıma çıkıyor. Meydan tahminimden de büyük ve ağaç devasa uzunlukta. Gördüğüm en büyük Noel Ağacı. Karanlıkta çektiğim fotoğraftan çok iyi anlaşılmasa da neredeyse yanındaki 3 katlı evler uzunluğunda bir ağaç. Meydan oldukça kalabalık ve çok yağmur yağıyor. Bavulumu çekerken sırt çantası şemsiye fotoğraf makinesi telefon elimde herşey birbirine karışıyor. Yürümek oldukça zor benim için.
Eğer zaman varsa son olarak, Grand Île’nin kuzeydoğu kısmı da mimari güzellikleri güzel. Parizyen stili binalarla çevrili Place Broglie, Hôtel de Ville, Hôtel du Gouverneur Militaire, Hôtel de Klinglin ve Opéra national du Rhin listenizde olsun. Bu kısma ben gidemiyorum.
Strazburg Noel pazarlarını büyükler ve küçükler olarak iki bölümde düşünebiliriz. Ana Noel pazarları Place de la Cathédrale, Place Kléber, Place Gutenberg, Place Broglie ve Place du Château’da kuruluyor. Daha küçük olanları ise Place du Marché aux Poisson, Place du Temple Neuf, Place Saint Thomas, Place des Meuniers, Place Benjamin-Zix ve Place Grimmeissen’de gezebilirsiniz.
STRAZBURG YEME İÇME ÖNERİLERİ:
Gitmek için not aldığım ama maalesef gidemediğim yeme içme mekanları notlarımı buraya ekliyorum. Benim deneyimlemediğim ama tarzını beğendiğim bloglardan alınan notlardır. Pastane ve fırın olarak Boulangerie Hanss Olivier-Aurelie, Au Pain de Mon Grand Pere, Dreher ve Atelier 116,
Oh My Goodness, şehirdeki favori kahveci.
Fransa’nın da krepi meşhur. O nedenle Strazburg’da mutlaka en azından bir defa kahvaltıda krep yenmeli deniyor. Bunların en lezzetlileri sokakta büfelerde ya da dışa açılan pencerelerinden sipariş alan minik kafelerde bulunuyormuş. Buralardan deneyebilirsiniz.
Krepçi; Crêperie Le moulin du diable
Çikolata için önerilen yer: Jeff De Bruges
Bisküvi & Şekerleme adresi: La Cure Gourmande
Tarte Flambée için bir öneri: La Binchstub: Binchstub Broglie ve Binchstub Gayot olmak üzere iki farklı şubesi var.
Kahve & Çay için önerilen yerler: Bloom, Salon de Thé Grand’Rue
Pastane & Fırın Önerileri: Patisserie Naegel, Patisserie Christian Meyer, Patisserie Suzanne, Pains Westermann
Katetral civarını da gezdikten sonra Flixbus otobüsümün olduğu parka yürürken bir dönerci görüyorum girip bir döner yiyorum ve adresi teyit ediyorum çalışanlar Türk. Buradan sonra otobüse gidiyorum akşam Basel’e yolculuğum başlıyor. Otobüstekiler ayrı bir dünya açık sesle müzik dinleyenler bas bas bağırarak telefonda konuşanlar. Kabus dolu bir günün akşamında karanlıkta çok yorulmuş ve tükenmiş olarak Basel’e doğru ilerliyoruz. Yolda Polis otobüsü durduruyor pasaportlarımız topluyor yarım saat bekliyoruz. Bu arada Basel de kalacağım hostel saat 22:00 de son giriş diyor ama saat çoktan 23:00 olmuş bile ve ben hala Basel Hostele gidemiyorum. Yolda iki kez hostele mail atıyorum cevap yok telefonla arıyorum açan yok. Yolda artık daha başıma bugün ne gelebilir diye düşünüyorum çok gerginim ve tükenmiş durumdayım. Bir an sonra kendime telkinler veriyorum her şey yoluna girecek diye derin nefesler alıp sakinleşiyorum. Hayatımda yaşadığım en zorlu seyahat yağmurlu bir Basel otobüsüyle gece yarısına doğru şehre vararak sona eriyor. O sırada Hostelim mail atmış ve benim kapıyı açabilmem için şifreler göndermiş. Hostele varıp yatıyorum ama o gece de uyumuyorum sanırım yorgunluktan. Ertesi gün gideceğim Freiburg gezime biletlerimi yakarak gitmiyorum ve günü Basel de geçirmeye karar veriyorum. Bir sonraki yazım Basel de yaptıklarımı içeriyor olacak. Görüşmek üzere…
Related Posts
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.