- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
Kitaplığımda “Doğu’dan Uzakta” var…
“Kitaplığımda neler var?” için ilk kitap tavsiyesi sevgili eşimden geldi. O da benim gibi Amin Maalouf hayranı bir çok kitabını okuyup beğenen biri olarak ben de ilk olarak sevdiğim bir yazardan başlamak istedim. Umarım sizlere de faydası olur ve birilerinin daha bu yazarı sevmesini sağlarız. Şimdi eşimin kaleminden dökülenleri paylaşıyorum.
“Amin Maalouf’un okuduğum 7. kitabı.. diğerleri ile bir kıyas yapmak istemem ama Semerkant ve Yüzüncü Ad‘dan sonra en beğendiğim kitabı da diyebiliriz.. Arka kapağında da yazıldığı üzere Adam (baş karakter) bir gece aldığı telefon üzerinde Vücut kimyasının şekillendiği topraklara döner ve gençlik yıllarının en güzel dönemindeki arkadaşları; Albert, Tania, Semi, Naim, Ramiz, Ramzi, Nidal’i Murad’ın ölümü vesilesiyle Dünya’nın farklı yerlerinden bir araya getirmeye çalışır..
Bu çaba savaş sırasında dağılan arkadaşlarının birbirleri ile olan 25-30 yıllık bir kaybı da gidermelerine vesile olacaktır.. Arkadaşlıkların, dinlerin, tamamlanamamış aşkların, ülkelerinin kısa bir özeti, bir nevi iç hesaplaşmaları.. Bunların hepsi olurken okuyucu kesinlikle sıkılmıyor.. Hatta içinizden “bunlar mektup ve mail ile bu kadar derin konuşuyorlar toplandıklarında neler olacak acaba” diyebilirsiniz..”
altı çizilmeye değer notlar;
— spoiler —
“Gençlik arkadaşı, kardeş yarısıdır. onu kardeşliğe aldığın için pişman olabilirsin, ama reddedemezsin.”
“Benim bakış açıma göre, suçun cezasız kalması da adaletsizlik kadar ahlak bozucudur.”
“Koca koca laflar etmeye meraklı siyasetçiler ne derse desin. “Ülken senin için ne yapabilir diye sorma, sen ülken için ne yapabilirsin, onu düşün..” milyardersen, üstelik kırk üç yaşında ABD başkanı seçilmişsen bunu söylemek kolay! ama ülkende ne çalışabiliyor, ne tedavi olabiliyor, ne barınabiliyor, ne eğitim alabiliyor, ne özgürce oy kullanabiliyor, ne görüşlerini ifade edebiliyor, ne de sokaklarda dilediğin gibi dolaşabiliyorsan, John F. Kennedy‘nin bu meşhur sözü kaç para eder ki? beş para etmez!”
“Doğu Akdenizli kadim bir bilge, eğer sana yardım eden birisi paranı istemiyorsa, demek ki masraflarını başka bir şekilde çıkarmayı düşünüyor, der.”
“Toplum yasaları yer çekimi yasalarına benzemez, insan genellikle aşağı değil yukarı doğru düşer.”
“Bir arkadaşın suçları seni de kirletir ve aşağılar; onları acımasızca yargılamak senin görevindir.”
“Söylenmiş kelimeler unutulabilir, ama duygusal bellek silinmez.”
“Bir kabuk ağırlığı oranında koruyucudur ve etini çıplak bırakmayı göze almadan ondan kurtulamazsın.”
“İnsan maziyi idealize ettiği için kendi zamanını hep küçümser.”
“Mutlu halkların tarihi, mutlu çiftlerin de edebiyatı olmazmış.”
“Serseriler serserilik yaparken kendileri ile barışıktırlar; koşulların serserilik yapmaya ittiği dürüst insanlar ise vicdan rahatsızlığından ötürü kendilerini yiyip bitirirler.”
“Düğünden önce damatla gelinin hiç karşılaşmadığı, hayatlarını birleştirmeden önce baş başa kalma imkanını bile bulamadıkları geleneksel çevrelerde evlilik yemek sonunda ikram edilen Çin kurabiyelerine benzer. birini tesadüfen seçersin, içindeki kağıdı açarsın ve o da sana geleceğini söyler.”
“Atilla göçmenin ilk örneğidir. Ona, ‘artık bir Roma yurttaşısın’ deselerdi, bir togaya sarınır, latince konuşmaya başlar ve imparatorluğun silahlı kuvveti olurdu. Ama ona; ‘Sen bir barbar ve dinsizden başka bir şey değilsin!’ dediler ve o da ülkeyi yakıp yıkmaktan başka bir şey düşlemez oldu”
“Avrupa, Roma yurttaşı olmanın hayalini kuran, ama sonunda istilacı barbarlara dönüşecek olan Atilla’larla dolu. Bana kollarını açarsan senin için ölmeye hazır olurum. Kapıyı yüzüme kapatırsan hem kapını hem de evini başına yıkmak isteği uyanır içimde.”
“Bir azınlık mensubu farklılığını gözler önüne sermek veya bayrak gibi taşımaktan çok, üstünü örtmek eğilimindedir. Ancak köşeye sıkıştırıldığında -ki bu da eninde sonunda mutlaka olur- kimliğini ortaya koyar. bir azınlık mensubunun, kendi insanlarının yüzyıllardır, bin yıllardır, şimdi hakim konumdaki cemaatlerin ortaya çıkmasının çok öncesinden itibaren yaşadıkları bir toprakta kendini birden yabancı gibi hissetmesi için bazen bir tek söz veya bakış yeterli olur. Bu gerçeklik karşısında herkes kendi meşrebine göre -utangaç, hınçlı, uşakça veya kabadayıca- bir tepki verir.”
“Siz savaş dulları için dikilmiş bir anıt gördünüz mü hiç?”
“Arkadaşlarının, hayallerini olabildiğince uzun bir süre korumana yardım ederler.”
“Komünizm insanları eşitlik adına köleleştirmişti, kapitalizm de ekonomik özgürlük adına köleleştiriyor.”
— spoiler —
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.
2 Comments