- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
İsviçre’nin Güzel şehri ; Basel’deyiz…
1 yıllık Shengen vizemin dolmasına bir kaç ay kalmışken nereye gidebilirim diye kampanyaları takip ediyordum. Kurban Bayramında Pegasus‘un bir kampanyasını gördüm. İsviçre vizem olduğu için girişi isviçreden yapabileceğim Basel şehrine ve oraya yakın yerlere kısa süreli bir seyahat planlamaya karar verdim. Aslında tatili benim için ayarlamak eşimin fikriydi, onun vizesi dolduğu için bu yolculukta ben tek başıma olacaktım. Kampanyalı fiyatları da bulunca benim için ilk yalnız yurt dışı seyahat böylece kesinleşmiş oldu. Uçak biletlerini 11-13 Kasım 2017 İstanbul Sabiha Gökçen- Basel Mullhouse olarak 220 tl’ye gidiş dönüş satın aldım. Bu kadar ucuza İsviçre’ye uçak bileti bulmak normalde pek mümkün değil. Eğer tatilinizi ucuza getirmek istiyorsanız mutlaka yıl içinde kampanyaları takip etmeli özel bir gün olmaksızın ucuz biletin olduğu günlere uçak biletlerini bekletmeden almalısınız. Bu kampanya sadece Bayram süresince geçerliydi hızlı bir karar verip hemen kampanyayı gördüğüm gün biletlerimi aldım. Sonrasında ise Basel aşırı pahalı bir şehir olduğundan uçaktan inince şöyle bir şehir turu yaparak yakınlarda gidilebilecek yerlere bakmaya başladım. Basel’in en güzel yanı hem Almanya hem de Fransa sınırlarının çok yakınında olması. Buradan iki ülkeye de 1-2 saatte geçmeniz mümkün. Hem otobüs hem de tren seferleri bulunuyor.
Fransa‘nın bu Noel‘de aşırı popüler olan Colmar şehri ve oraya yine yakın olan Strasbourg şehirlerini de rotama böylece eklemiş oldum. Basel biletlerimi aldığımız gün bu kampanyadan başka yerler içinde yararlanmalıyız diye düşündük. Hayalimizde diğer bir şehir ise Ukrayna Lviv şehri idi. Lviv’in en güzel yanı Türk vatandaşlarından Pasaport veya Vize istememesi. Biz de vize gerektirmeyen bir yer arıyorduk aynı zamanda Mart ayı için de Lviv biletlerimizi aynı gün aldık onlara da kişi başı gidiş dönüş 220 tl’ye satın aldık. Kampanyalı biletler o kadar hızlı tükeniyorki aynı akşam sohbet ederken bir arkadaşımıza daha kampanyadan bahsettik ve oda bizimle gelmeye karar verdiğinde bileti kişi başı 280 TL’ye satın alabildi. Başka bir arkadaşımız ertesi gün bize katılmaya karar verdiğinde biletler maalesef tükenmişti ve 440 tl’ye çıkmıştı. O nedenle o gelmekten vazgeçti. Kampanyaların nasıl hızlı tükenebildiğini biz de anlaşmış olduk. Gerçekten ucuz bilet bulduğunuz anda düşünmeden satın alın aynı yere bir kaç kez baktığınız da bile sistem sizi tanıyarak fiyatları sürekli yükseltiyor. Bu durumda başka bir browserdan bakmanızda yarar var. Uçak firmaları bu şekilde sürekli değişen fiyatlardan bilet sattığından bir gün sonra kampanya süresi hala devam ettiği halde yerlerde dolabildiğinden uygun fiyata satın alamayabiliyorsunuz. ayrıca Pegasus’un mobil uygulamasından kampanyalı bilet alabilirken aynı kampanya web ten alımlarda geçerli olmayabiliyor. Bunun dışında online check in den de extra puan kazanabiliyor bunları bir sonraki uçuşlarınızda kullanabiliyorsunuz. Bu şekilde başka uçuşlarınız da bedavaya gelebiliyor. Ayrıca ucuz uçuşların bazılarında sadece kabin boy bagaj hakkına sahipsiniz. O da 8 kilo. Büyük valizler için ise bagaj hakkı satın almanız gerekiyor. Kısa süreli tatiller için bana göre kabin bagajı yeterli. Bu bilgileri de sürekli uygun fiyata nasıl bilet aldığımız sorulduğu için yazının başında sizinle paylaşmak istedim.
Nihayet Kasım ayı geliyor ve ilk yalnız yurt dışı tatilim başlıyor. Sabah erkenden havaalanına gidiyorum, havalanına vardıktan sonra uçağa binmeden birşeyler atıştırıyorum. Online rezervasyon yaptırdığım ve kabin bagajım ile seyahat edeceğim için rahatım. İstanbul Basel arası uçuş 2 saat 2o dakika sürüyor, sorunsuz ve rahat bir uçuştan sonra Basel- Mullhouse havaalanına ulaşıyorum. Pasaport kontrolünden sonra beni üç farklı yön tabelası karşılıyor. İsviçre; Basel çıkışına, Almanya Freiburg’a -Fransa ise sizi Mullhouse çıkışına yönlendiriyor. Basel tam sınırda olan bir şehir olduğundan buradan üç ülkeye de direk geçebiliyorsunuz. Havalanının Basel çıkışından çıktıktan sonra şehir merkezine ulaşmak için 50 nolu otobüslere binebilirsiniz. Baselde konaklayacaklar için ise otel rezervasyonunu göstererek veya otellerinden ücretsiz bilet alarak bilet parası ödemeden otobüse binebileceğimi öğreniyorum havaalanında tanıştığım bir çiftten ama ben o gece Basel’de konaklamayacağım için bilet satın alıyorum. Kapıdan çıkar çıkmaz otobüs durakları önünüzde bilet makinelerinden biletimi aldıktan sonra otobüse biniyorum. Hava İsviçre’de çok soğuk bunu bilerek giyindiğim halde indiğim anda beni karşılayan yağmur ve sert esen rüzgar hava sıcaklığını daha da düşük hissettiriyor. 9 derece diye gösterilen hava hissedilen de çok çok daha düşük. İsviçreye gelmek istiyorsanız gerçekten sizi çok sıcak tutacak şekilde giyinmeye dikkat edin. Havası Türkiye’de hissettiğimizden çok daha soğuk.
Otobüs sizi SSB tren istasyonu meydanında indiriyor, tren garında bavullarınızı emanet edebileceğiniz dolaplarda bulunuyor. Burada günlük olarak kiralayıp bavullarınızı emanet edebilirsiniz. Barın yanında Starbucks ve Tchibo bulunuyor. Burada kahve içebilirsiniz. Basel gerçekten çok pahalı bir şehir. O denedenle buralarda çok fazla alışveriş yapmayı düşünmüyorum. Gardan dümdüz aşağı iniyorum 15 dakika yürüdükten sonra Katedral meydanı (Münsterplatz)‘a ulaşıyorum.
Basel Manastırı veya Basel Katedrali (Munster/Basler Münster) olarak geçen bu tarihi yapıpının hemen önünde küçük bir Lunapark kurulmuş. Basel’de neredeyse her meydanda bu şekilde çocuklar için dönme dolaplar veya Atlıkarıncalar ile karşılaşmanız mümkün.
Lunapark’taki Dönme dolaba binerek şehri bir de yukarıdan izlemeye karar veriyorum. Katedralin önünden sıraya girip dönme dolaba bindiğimde şehrin büyüsüne kapılıyorum.
Katedral Romaneks ve Gotik tarzda 9.yy da yapımına başlanıp 1400 yılında yaşaşan bir deprem ile yıkıldıktan sonra yeniden inşa ediliyor. Basel Manastırı veya Basel Katedrali olarak geçen bu güzel yapı şehrin gri örtüsü ve puslu havası altında kiremit rengiyle gününüze renk katıyor.
Katedralin önündeki dönme dolaba binerek Basel şehrine ve Ren nehrinin manzarasına yukarıdan bakmak çok keyifli oluyor. Basel’de geçirdiğim kısa saatlerde çektiğim kısa videolar ile Baseli beraber gezmek isterseniz Vlog’u izlemenizi tavsiye ederim 🙂
Müensterplatz (Kilisenin olduğu Meydan)’da geziyorum. Burada açılan Christmas Market‘leri geziyorum. Özellikle Noel öncesi sokaklar ve evler süsleniyor çok güzel pazarlar kuruluyor. Buna rağmen hafta sonu özellikle Pazar günleri sokaklarda kimseleri bulamıyorsunuz. Yemek yemek yada kahve içmek için bir yerler arayıp kimseye soramadığım da oldu. Soğuk hava da herkes evinde oturmayı tercih ediyor sanki.
Buradan Rathaus (Belediye Binası)‘a geliyorum. Kırmızı rengiyle hemen göze çarpan bu binanın dış güzelliğine bakıp geçmeyin derim. Binanın avlusuna mutlaka girin avlusu da çok güzel.
Ren Nehri şehri Büyük ve Küçük Basel olarak ikiye ayırıyor. Bu bölgeleri birbirine bağlayan 5 tanede köprü bulunuyor. Ortadaki Köprü ise Ren Köprüsü. Köprüye doğru yürüyorum, buradan tekne turlarına da katılabiliyorsunuz. Etrafı seyrediyorum. Şehrin manzarası çok güzel.
Akşam üstüne doğru yeniden Basel sokaklarına dönüyorum, sokaklar aniden ıssızlaşıyor. Sanki herkes bir anda evlerine girmiş gibi, kimseler kalmıyor ortalıklarda.
Basel’in evleri çok güzel, rengarenk çiçeklerle süslenmiş renkli evler arasında yürümek çok güzel bir duygu. Sakinlik, sessizlik, sadece yağan yağmurun şemsiyemden damlayan damlalarının sesini duymak bana inanılmaz bir huzur veriyor. Sakinliğin en kötü yanı yemek yiyecek bir restoran bile bulamıyor oluşum. Nedense çoğu yer kapılarını kapatmış, erken bir saat olmasına rağmen. Buna anlam veremiyorum, Basel de insanlar akşamları dışarda yemiyor herhalde diye düşünüyorum.
Baselin eski şehir kapısı’na geliyorum. Hemen yanındaki parkta lunapark ve çeşitli eğlenceler var. Şehir sokaklarında dolaşmaya devam ediyorum.
Yeniden şehir merkezine dönüyorum akşam olurken şehri şöyle bir turlayıp bir yerde yemek yiyorum. Buradan da tren garına geçiyorum.
Buradan akşam Treni ile Strasbourg‘a geçiyorum. İki gün sonra yeniden buraya döneceğim, çünkü dönüş biletim de Basel’den. Yeniden görüşmek üzere hoşçakal güzel ve sessiz şehir Basel….
Related Posts
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.