Yahudi Mahallesi (Old Jewish Quarter Josefov) Prag

Prag‘ta hava tatil boyunca sürekli değişiyor, günlük güneşlik bir havadan aniden bastıran sağanak yağmura yakalanma ihtimali hiç düşünmediğimiz kadar kötü etkiliyor bizi. İstanbul’da 40 derece sıcaklık varken Prag’ta aniden 13 dereceye düşmesi ve sürekli yağmur yağması bizi oldukça yoruyor. Yorulan ayaklarımıza yaptırdığımız masaj sonrası sağanak yağmur birden durup hava yeniden açıyor. İstikametimiz Yahudi Mahallesi, burası Old Town’a da yakın olduğu için haritadan bakarak yürüme mesafesinde olduğuna karar verip yürüyoruz. Yahudi Mahellesi Josefov adını reformları ile Yahudilerin hayatlarını kolaylaştıran II. Josef‘ten alıyor. Yahudi mahallesi 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Cumartesi günleri ise kapalı.

Kafka Heykeli-Yahudi Mahallesi

İlk gördüğümüz Kafka heykeli oluyor, heykeli görünce Yahudi Mahallesine geldiğimizi anlıyoruz. Bu bölgeye gelene dek nedense aklımda Yahudi Mahallesi’nin diğer bölgelerden ayrı duvarlarla çevrili bir yer olduğu gibi bir izlenim kalmış . Oraya gelene dek bu tarz bir şey bekliyordum ama bilet alabileceğimiz yeri ararken bu bölgenin bir girişi olmadığını, Sinagoglara girerken bilete ihtiyacımız olduğunu anlıyoruz. Mahalle’nin girişi diye düşündüğümüz bir noktada Vězenská Sokağı‘nda bilet satışı olduğunu görüyoruz. İçeri girip bilet almaya karar veriyoruz, biletler ayrı ayrı sinagog başına olabildiği gibi hepsini kapsayan bilette alabiliyorsunuz. Biz hepsini görmek için kişi başı 480 czk ödüyoruz. Sinagog girişlerinde bileti okutup, görevliye göstererek içeri giriyoruz. Biletin arkasında Sinagogların yerini gösteren bir sokak haritası da bulunuyor. Buradan bakarak hangisine gireceğinizi görebiliyorsunuz. İlk girdiğimiz Sinagog ise en güzeli The Spanish Synagogue burası Yahudilerin özgürlüğüne kavuştuğu tarihten bugüne kadar ki tarihi dönemi anlatan fotoğraf ve defterlerin de bulunduğu duvardaki işlemeleri ile göz alıcı bir sinagog. 1868’de inşa edilen sinagog, Elhamra Sarayı’nın etkilerini taşıdığı için bu adı almış.

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Sinagog içinde çeşitli gazetelerden alınmış haberlerde bulunuyor. Bu gazete küpürlerindeki yazıları ve fotoğrafları okuyarak o dönemde Yahudilerin tüm mallarını kaydettirip sinagoglarda sakladıklarını öğreniyoruz.

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Ayrı bir odaya girdiğimizde ise Sinagoglarda kullanılan tac ve ayinlerde kullanılan çeşitli eşyaları görüyoruz.

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

Yahudi Mahallesi-The Spanish Synagogue

İspanya sinagogundan çıktıktan sonra The Pinkas Synagogue‘una gidiyoruz. Yahudi Mahallesindeki  Sinagog, Haham Pinkas tarafından 1479 yılında kuruluyor , 1535 yılında genişletilen sinagogta Ortaçağ’a ait eserler de  bulunuyor. Gotik salona 17. yüzyılda Kadınlar Galerisi ekleniyor. Pinkas Sinagogu’nun en entikili yönü  Terezin toplama kampında tutulduktan sonra farklı Nazi kamplarına gönderilen Yahudi Çekoslavak vatandaşlarına adanmış bir anıt olması. Yaklaşık 78.000 kişinin adı sinagog duvarlarına yazıyor.

The Pinkas Synagogue

The Pinkas Synagogue

Pinkas sinagogunun üzücü atmosferinden çıkıp başka bir üzücü mekan olan The Old Jewish Cemetery – Yahudi Mezarlığına giriyoruz. Burada aslında fotoğraf çekmek yasak biz de gizlice bir iki fotoğraf çekiyoruz. Sonra bakıyoruz ki bir çok turist yasak olmasına rağmen fotoğraf çekiyor. Burada ki mezarların kat kat olduğu söyleniyor. Mezar taşlarına dikkatlice bakılırsa aile armaları yada mesleklerine ait figürler de mezar taşına kazınmış durumda.

Yahudi mezarlığı

Yahudi Mahallesi

Yahudi Mahallesi

Yahudi Mahallesi

Artık yürümekten o kadar çok yoruluyorumki Bohemya ve Moravia’daki Yahudilerin tarihini anlatan Maisel Sinagoguna gelince ben içeri girmiyorum eşim giriyor o esnada biz arkadaşımla dışarıda oturuyoruz ve biraz dinlenmeye çalışıyoruz. Maisel dönemin kralı 2. Rudolf’a Türk’lerle baş edebilmesi verdiği borçlarla çok zengin oluyor ve  Maisel Sinagogu’nu yaptırma iznini alabiliyor. Biz Maisel’in evinin önünde dinleniyor ve binayı inceliyoruz, dışarıdan bakınca çok hoş bir görünümü olan yapının içinde çok ilgi çekici bir şey olmadığını öğreniyoruz.

Maiselin evi

Yahudi Mahallesi Prag’a gitmeden önce çok gitmek istediğim yerlerden biri olmasına karşın, orada gezerken çokta etkilenmediğim bir yer oluyor nedense. Belki de çok yorgun olduğumuzdan yad da Prag’ın büyülü atmosferindendir bilemiyorum gördüğümüz onca muhteşem yapı sonrası çok sade bulduğum bir yer oluyor. Herkesin ortak kararı çok yorulduğumuz ve dinlenmek istediğimiz olunca biraz mola verip dinleniyoruz. Yeniden meydana dönmeye karar veriyoruz. Belediye binasının tam karşısında kalan Restaurant cafe Utyna’da oturmaya karar veriyoruz.  Burada uzun zamandır yediğim en güzel gerçek meyveli dondurmayı yiyorum. Dondurmayı çok severim yaz kış sürekli dondurma yerim ama  gerçek meyvelerden oluşan bir dondurmayı bu kadar beğendiğimi hiç hatırlamıyorum. Bu meydana geldiğinizde burada bir dondurma yemeği ihmal etmeyin derim. Bir bardak meyveli enfes dondurma 110 czk.

Cafe Utyna

Dondurmalarımızı yedikten sonra yağan yağmur eşliğinde Charles Köprüsüne gitmeye karar veriyoruz. Bu maceramız ise bir sonraki yazıda.. Şimdilik mutlu haftalar herkese…