← → Önceki ve sonraki yazılar için okları kullanın
Viyana’da akşam olurken bizde Graben Caddesine doğru yürümeye karar verdik. Viyana‘nın en ünlü caddelerinden biri olan Graben caddesi üzerinde çok önemli bir anıtta bulunuyor Veba Anıtı…. Veba o dönemlerin en büyük felaketlerinden biri, Veba yüzünden oldukça fazla sayıda insan hayatını kaybetiyor. Bu kayıpların ardı arkası kesilmeyince de artık ölenleri toplu halde gömmeye başlıyorlar. Kral I. Leopold tarafından veba sırasında güvenlik önlemi olarak şehirden çıkartılıyor, döndüğünde veba salgınından ölenlerin anısına bir anıt yaptırmaya karar veriyor.
Veba Anıtı-Viyana
Önceleri ahşaptan yapılan anıt daha sonra Matthias Rauchmiller tarafından mermerden yapımına başlanıyor ama görevini tamamlayamadan ölünce yerine bir çok heykeltraş getirilerek uzun süren bir yapım sürecinden sonra nihayet 1693 yılında tamamlanabiliyor. Viyana’da daha sonra yeniden ortaya çıkıp 75 bin kişinin ölümüne Avrupa’da ise milyonlarca insanın ölümüne yol açan virüsün Cenevizliler tarafından Uzak doğudan taşınarak uğradıkları her limanda insanlarla etkileşimleriyle virüsü hızla onlarca kente yaydıklarını düşünülüyor.
Veba Anıtı-Viyana
Veba Anıtı-Viyana
Veba Anıtı-Viyana
Kente yayılan veba salgını fare bitlerine bulaşarak fareler ile kanalizasyonlardan hızla her yere yayılıyor. Avrupalı’lar bütün bunlar cadıların işi diyerek cadı avına çıkıyor ve gece karanlığında gözleri parlayan kediler de cadıların büyülü hayvanı oldukları gerekçesiyle katlediliyor. Kedilerin katledilmesiyle fare nüfusu patlak veriyor ve bütün Avrupa fare saldırısı dolayısıyla bitmek tükenmek bilmeyen veba ile uğraşıp milyonlarca insanı kaybediyor. İnsanoğlunun doğaya her müdahalesi asırlar boyunca felaketlerle sonuçlandığı gibi burada da kedilerin katledilmesi doğa dengesini bozarak başka türlerin hızla çoğalmasına yol açıp yine bu durumdan en çok insanların etkilenmesine yol açıyor.
Veba Anıtı-Viyana
Veba Anıtı-Viyana
Veba Anı’nın yanına gidip anıtı biraz inceliyoruz, üzerindeki detaylar muazzam her bakışımda farklı bir detayla karşılaşıyorum. Çok güzel detaylara sahip olan bu anıt yapıldıktan sonra Avrupa’da bir çok heykeltraşa ilham oluyor ve benzerleri bir çok yerde yapılıyor.
Veba anıtı yanında biraz zaman geçirdikten sonra Graben caddesi üzerinde dar bir sokağa giriyoruz ve orada gördüğümüz bir restoranda Schnitzel yemeğe karar veriyoruz. Schnitzel yine çok lezzetli ama Dresden de yediğimiz daha güzeldi diye düşünüyoruz.
Lohmann Restaurant (Görsel google dan alınmıştır)
Schnitzel-viyana
Yanında patates kızartması ile servis edilen Schnitzel’in aslında Viyana’da en popüler olan adresi elbetteki Figlmüller adındaki bir restoran ama biz acıkınca oraya gitmeden ilk beğendiğimiz yere oturup dinlenerek yemek istediğimizden oraya gitmiyoruz. Graben Caddesinde Lohmann Restaurant isimli bir yerde yiyoruz. Schnitzel yanında Viyana’nın yerli birası olan Kaiser de alıyoruz. Tavuk Schnitzel 12.50 euro, Kalbswiener (Dana eti) 16.90 euro bira 4,40 euro ve cola’da 3,50 euro biz toplamda 75,50 euro ödüyoruz. Euro olarak oldukça fazla Viyana’da yemekleri genel olarak pahalı buluyoruz.
Burada yemek yedikten sonra tatlı ve dondurma yemek için Cafe del’europe‘a gitmeye karar veriyoruz. Burası dondurmasıyla meşhur Graben caddesi üzerinde bir yer.
Cafe Del’Europe
Cafe Del’Europe
Bu mekanın methini gitmeden önce çok duduğum için gidilecekler listesine adını önceden not alıyorum. Viyana’ya yolunuz düşerse burada dondurma yemeyi ihmal etmeyin derim. Viyana’da ilk günün akşamı oldukça yoruluyorz ve cafe’de dinlenerek ve tatlılarımızı yiyerek kendimize geliyoruz. Buradan sonra yeniden metroya yürüyerek otelimize dönüyor ertesi gün Viyana sokaklarında yeniden dolaşmak için enerji topluyoruz.
← → Önceki ve sonraki yazılar için okları kullanın