1870 yılında Fransa-Prusya savaşı başladığında, iki katolik girişimci Fransa’nın yaklaşmakta olan Prusya saldırısından kurtulması halinde İsa’nın Kutsal Yüreğine adanmış bir kilise yaptırmaya ant içmiş.
Sacre Coeur
Alexandre Legentil ve Hubert Rohault de Fleury savaşa ve uzun süren kuşatmaya rağmen Paris‘in istiladan kurtuluşunu ve Sacre Couer bazilikası‘nın yapımının başlangıcını görecek kadar uzun yaşamışlar.
Projeyi Paris’in başpiskoposu Guilbert üstlenmiş. Fransız mimar Paul Abadie tarafından başlanmış olsa da onun ölümü üzerine Pierre Gérôme Honoré Daumet (1884-1886), Charles Laisné (1886-1891), Henri Pierre Marie Rauline (1891-1904) ve son olarak Lucien Magne tarafından devam ettirilip bitirilmiş. Bazilika 1914 yılında bitmiş olsa da 1919 yılında takdis edilmiş. Kilise haç şeklinde dizayn edilmiş olup dört kubbeye sahip olan bazilika Ayasofya’dan esinlenerek yapılmış.
Sacre Coeur / Funiküler
Sacre Coeur ‘a gelmek için 2 numaralı metro hattının Anvers durağında inip ister yukarı merdivenlerden yürüyerek isterseniz de Füniküler yardımıyla çıkabiliyorsunuz. Sacre Coeur kilisesi ile karşılaştığımızda heybetinden oldukça etkileniyoruz. Gerçekten de Montmartre tepesinde bir pasta gibi duruyor. Önünde durup fotoğraf çektirdikten sonra biraz da Paris manzarasını izliyoruz. Burası Paris’in en yüksek tepesi olduğundan tüm şehir ayaklarınızın altındaymış gibi duruyor. Bu yüzden de gelen turistlerin çoğu içeri girmeden bu manzaranın tadını çıkartıyor.
Sacre Coeur
Manzaranın biraz tadını çıkarttıktan sonra içeri girmek için kiliseye doğru yürüyoruz. Kilisenin girişinde kapıların üst taraflarında iki büyük atlı heykeline hemen gözüm takılıyor bu heykellerden biri Jeanne d’Arc diğeri ise Aziz Louise imiş…
Sacre Coeur/ Jeanne d’Arc
(Kilise sabah 06:00 ile akşam 22:30 arası açık ve giriş ücretsiz.) Kilisenin içi oldukça sade olsa da içerideki absidin tavanında 475 m² ile Fransa’nın en büyük mozaiki bulunuyor. Mozaikin altında Au Cœur très saint de Jésus, la France fervente, pénitente et reconnaissante.“Yani “İsanın çok aziz kalbi için, şevkli, affeti arayan ve minnettar Fransa” cümlesi yazıyor. İsa’nın mozaiki yanında Jeanne d’Arc’ı da görebiliyorsunuz.
Sacre Coeur
Kilisenin içinde fotoğraf çekmek yasak, elinizde makinenizle dolaşırken sizi gördüklerinde önce uyarıyorlar dinlemezseniz de kapının dışına kadar size eşlik edip dışarı çıkartıyorlar. Bu nedenle fotoğraf çekmek için koşulları çok zorlamayın derim.
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Ben sabah saatlerinde temizlik sürerken içeride olduğumdan elektrik süpürgesi sesi ile makinemin deklanşör sesini kamufle ederek gizli gizli bir kaç kare çekebildim. İçeride biraz durup dinleniyor o sırada devasa İsa Mozaikini inceliyorum. Gerçekten muazzam bir eser, uzun uzun inceliyorum daha sonra da etrafı izliyorum. Dua edenler gibi içeri girip de mozaikten gözünü alamayanlar da çoğunlukta. İçeride yeterince vakit geçirdikten sonra kubbesine çıkmak için dışarı çıkıyoruz.
Sacre Coeur’un Giriş Kapısı
Sacre Coeur’dan Kapı detayı
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Bazilikadan dışarı çıkarak merdivenlerinde biraz oturuyoruz. Burada Arp çalan müzisyenleri dinliyor şarkılara eşlik ediyoruz. Ortam oldukça keyifli herkes bu anların tadını çıkartıyor.
Sacre Coeur
Sacre Coeur
Sacre Coeur Bazilikası Paris’e yolunuz düştüğünde mutlaka uğramanız gereken Montmartre tepesinde, Paris’in en yüksek noktasında bütün ihtişamı ile sizleri bekliyor. Bir sonraki yazımda dôme et crypte yani kubbesine çıkıp Eiffel kulesine kadar tüm Paris’i Panaromik olarak izleyeceğiz. Görüşmek Üzere..