Küçük Prenses Heykeli ve Budapeşte Yemekleri

Zincirli Köprü’den sonra Tuna Nehri boyunca yürümeye devam ederseniz tekne kiralanan yerleri geçince tramvay durağının yakınında  karşınıza Kiskiralylany Szoboryani yani Küçük Prenses heykeli çıkıyor. Orijinali Macaristan Ulusal Galerisi’nde (Magyar Nemzeti Galéria) bulunan, heykeltıraş Laszlo Marton‘un kendisinden bir heykel yapması sipariş verilince bir çok eserinde kendisine modellik yapan 5 yaşındaki küçük kızından ilham alarak yaptığı heykelin aslında kopyasını görüyorsunuz.

Küçük Prenses Heykeli

Her daim kalabalık bir insan topluluğu tarafından kuşatılmış heykelle fotoğraf çektirmek için sıraya girmeniz gerekebiliyor. Biz de yanına geldiğimizde 5-6 kişilik bir sıra bekleyip sonra heykelle fotoğraf çekilebilme şansını yakalıyoruz. Dizlerine dokunduğunuzda şans getirdiğine inanılan heykelin tabi ki dizleri bu nedenle aşınmış durumda, daha parlak duruyor. 

Küçük Prenses Heykeli

Bu tarz heykellerin bir çok yerde karşımıza çıkan bence en önemli özelliği mutlaka bir yerlerine dokununca şans getirdiğine inanılması. Bir benzerinin de Tokyo‘da Metropolitan Art Space’in konser salonunun önünde sergilenen heykelin uzunluğu 50 cm.

Küçük Prenses Heykeli

Bu kadar yol yürüyüp gezdikten sonra çok acıkıyoruz Küçük Prenses Heykelinin yakınlarında bir çok restoran bulunuyor. Biz de Duno Corso diye bir yer buluyoruz hemen nehrin kenarında olması ve manzaralı olması ve çok yorgun olmamız burayı seçmemizi sağlıyor.

Duna Corso da Yemek

Gözümüze çok fazla bir şey kestiremediğimizden Spagetti ve Borjupörkölt Galuskaval adında bir et yemeği seçiyoruz. Bu yemek Macaristan’a özgü bir nevi Gulaş yemeğine benziyor. Daha kalın doğranmış etlerden yapılıyor sadece, Etli yemeğin yanında bir de tam olarak neden yapıldığını anlayamadığımız hamur parçaları var. Hamur sanki patatesli gibi ama net bir şey söyleyemiyorum.

Borjupörkölt Galuskaval

Borjupörkölt Galuskaval

Spagettide mascarpone var onun dışında çok bir özelliği yok domatesli klasik spagetti işte. Pörkölt yemeği ise oldukça lezzetli yanında oraya özgü bir bira ve cola alıyoruz. (cola:650 huf, bira:1200 huf, spagetti 2100 huf, gulaş yemeği:3900 huf toplamda 18,200 huf 67 euro gibi bir rakam ödüyoruz 4 kişi için ) Turistik restoranların gereksiz pahalılığı bir kola için 8-9 lira ödemek bir spagettiye 27 tl vermek bence gereksiz, ama yapacak bir şey yok yorgunluktan bayıldığımız için ilk bulduğumuz yerde yiyoruz yemeğimizi. Çok yorulduğumuzdan bisiklet kiralamak aklımızdan geçiyor garsonlara nerede kiralayabiliriz diye soruyoruz tarif ediyorlar ama dedikleri yerde bisiklet kiralamakla ilgili bir şey bulamayınca şansımıza küsüyoruz. Biraz dinlendikten sonra ise köprüleri gezmeye kaldığımız yerden devam etmek üzere hesabı ödeyip kalkıyoruz.

Macarlara özgü deneyebileceğiniz yemeklerden Gulaş‘tan ve Pörköltten bahsettim en ünlüsü bunlar galiba ördek bacağı ve ördekli yemekli var yada av hayvanları diyebileceğimiz hayvanlardan oluşan yahniler ve yemekler, diğerleri çorbaları var çeşit çeşit Gulaş çorbası, fasulye çorbası, vişne çorbası, lahana çorbası, balık çorbası var paprikas denilen beyaz etli daha sulu bir yemek çeşidi var balıklar var ve Prag’ta tredelnik adıyla bildiğimiz Türkiye’de Makara tatlısı diye ünlenen Macarların ise kürtoskalacs dediği sokaklarda bolca satılan tatlı var, bir de Langos (Pişi) bolca karşılaşacağınız seçenekler arasında. Bunlara bir de Nohut köftesi de denilen falafel görebilirsiniz. Çikolatalarda Turo Rudi methedilen bir çikolata aynı zamanda ama biz denemedik. Aklıma gelen yemekleri bunlar sizin de önerileriniz varsa yorum olarak bırakabilirsiniz. Öneriler arasına ekleyebiliriz 🙂 Herkese Mutlu ve Keyif dolu bir hafta dileri, sonraki postta görüşmek üzere…