Dresden’de Ne Yenir?

Dresden’deyiz, öğle vaktini biraz geçmiş olsakta hem yorgunluğumuzu geçirmek ve dinlenmek hem de Dresden’de yemek nasılmış görmek için Theaterplatz Meydanında Semper Opera Binası‘nın çaprazındaki Cafe Schinkelwache‘ye giriyoruz.

Cafe Schinkelwache – Görsel wikimapia dan alıntı

Aslında menü’de farklı seçenekler de var ama biz Şinitzel’i denemek istiyoruz. Herkes Şinitzel siparişi veriyor. Ne kadar doğru bir tercih yaptığımızı ise yemekler geldikten sonra anlıyoruz.

Cafe Schinkelwache

Cafe Schinkelwache

Buharda pişmiş patates, brokoli,mantar, havuç, karnıbahar gibi sebzelerden oluşan ve çok güzel bir sos eşliğinde servis edilen Şinitzel’i kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu tur da yediğimiz en iyi Şinitzel bu oluyor Daha sonra Viyana’da yiyeceğimizden bile güzel. Dresden’e gelirseniz bu Cafe’de Şinitzel i mutlaka deneyin. Dresden’de Şinitzel dışında av hayvanları ve et yemekleri de oldukça popüler ve güzel. Bu bölgede eti güzel pişiriyorlar, farklı restoranlarda bu tür deneyimler yaşamanızı tavsiye ederim.

Cafe Schinkelwache

Cafe Schinkelwache- Şinitzel

Dresden’de yenecek popüler diğer bir şey ise sosis, Almanya’da sosis genel olarak güzel yapılıyor ama Dresden için ayrı güzellikte olduğu söyleniyor.  Bunun için  Altstadt kısmında ve Postplatz yakınlarındaki Curry 24 isimli restorantı deneyebilirsiniz. Asıl yemek için bir çok şeyi bulabileceğiniz yer ise Weisse Gasse. Burası Altstadt bölgesinde bulunan bir sokak ve bir çok restoran seçeneği ile ünlü. Neustadt bölgesinde ise buranın en eski restoranlarından biri Raskolnikoff’u deneyebilirsiniz. Ayrıca Dresden’de bir çok Türk restoran ile de karşılaşmanız mümkün.

. 

Şinitzel için kişi başı 11.80 euro ödüyoruz, bira 2.60 euro, cola ise 2.50 euro. biz 4 kişilik yemek için toplamda 57.50 euro ödüyoruz. Bu yemek için bence fiyatlar oldukça ideal. Theaterplatz  manzarasını izleyerek yemeğin tadını çıkartıyoruz ve bir süre dinlendikten sonra hemen yan taraftaki Dresden’in en güzel mimarisine sahip olan Zwinger Sarayı’na doğru yürüyoruz. Muhteşem  fotoğraflarıyla Zwinger Sarayı’nı ise bir sonraki yazıda paylaşacağım. Mutlu haftalar herkese…