Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı tarafından fethedilen ve 150 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Budapeşte’de Aziz Stephen Bazilikasına gidiyoruz. Bazilikaya M3 hatlı metroya binip Arany János Sokağı durağında inerek ulaşabiliyorsunuz. Kocaman kulesiyle zaten gözünüze çarpmaması imkansız diyebilirim.
Aziz Stephen Bazilikası
Aziz Stephen Bazilikası
Aziz Stephen Bazilikası
Aziz Stephen Bazilikası
Bazilikaya girmeden önce kocaman bir yazı gözümüze çarpıyor. “Ego sum via veritas et vita” (Ben doğru yolum, gerçeğin ve hayatın kendisiyim. ) Bazilika, daha şimdiden kendi içine çekmeye başlıyor.
Aziz Stephen Bazilikası
Bazilikaya girerken de”Domus dei Locus Oratio nis” yazıyor bu da (Duanın yeri, evi yada Evim Dua’nın yeri denir vb) anlamına gelen bir söz..
Aziz Stephen Bazilikası
İlk Macar kralı I. İstvan’ın adını taşıyan Budapeşte’nin en büyük kilisesi burası. Neo rönesans izlerini taşıyan muhteşem iç dekorasyonuyla içeriye girdiğinizde sizi hemen büyüsü içine hapseden şatafatlı bir bazilika. Yapımı 1851 ile 1905 yılları arasında devam eden 50 yılda bitirilebilen, kubbesindeki detaylı mozaikleri ile yukarı bakmaktan boynunuzun tutulacağı bir yer.
Aziz Stephen Bazilikası
Bazilika oldukça talihsiz zamanlar da geçirmiş öncelikle inşaası devam ederken, 1868 yılında kubbenin hatalı yapılması nedeniyle bütün kubbe olduğu gibi çöküyor ve bu sırada diğer kısımlarda büyük hasar alıyor.
Aziz Stephen Bazilikası
Tavandaki süslemelerde Aziz Kral Istvan‘ın hayatından sahneleri görebiliyorsunuz. Bunların en öne çıkanı ise Kralın Macaristan tacını Meryem’e sunarken gösteren Benczur eseri.
Aziz Stephen Bazilikası
Bu kubbenin güzelliği ve detayların muhteşemliği, uzun süre ona bakmaktan kendimi alamıyorum.. Hangi açıdan bakarsam bakayım her defasında farklı bir detay gözüme çarpıyor. Altın işlemelerden çok hoşlanmam ama bu detaylar bu tarz yerlere çok yakışıyor bence.
Aziz Stephen Bazilikası
Daha sonra da çizimleri biraz değiştirilerek yeniden yapılmaya başlanıyor ama bu seferde Bazilikanın mimarı Miklos Ybl ölüyor ve yapımı yine sekteye uğruyor. Dekoratif eserler Josef Kauser tarafından denetlenerek yapımına devam ediliyor. Bu talihsizlikler sonrasında da 1905 yılında nihayet yapımı tamamlanıyor. Bazilika’nın 1944-45 yılları arasında ikinci dünya savaşı sırasında çatısı, kuleleri ve dış duvarları hasar görüyor. 1947 de ahşap kubbesi çıkan bir yangında tamamen yanıyor. Daha sonra çıkan bir fırtınada kubbenin kapağı caddeye sürükleniyor ve insanların hayatını tehlikeye atıyor. Yapımı sırasında yaşanan onca talihsizliklerden sonra 1983’te yeniden yapılandırma süreci başlıyor, 1991 de başpiskopos tarafından katedrale eşdeğer statüsüne yükseltiliyor ve nihayet 2001 de ünvanı Bazilika‘ya çevriliyor. Daha sonra da kuleye iki asansör sistemi kurularak merdivenler dışında yukarıya çıkmak için çok daha kolay bir çözüm sunulmuş oluyor.
Aziz Stephen Bazilikası
Bazilika 8.500 kişilik bir kapasiteye sahip. Galerideki şapellerden birinde kutsal emanetler kutusu saklanıyor bu emanetler arasında da Aziz Istvan’ın sağ elinin de bulunduğu söyleniyor.
Aziz Stephen Bazilikası
Aziz Stephen Bazilikası
Aziz Stephen Bazilikası
Budapeşte’yi tepeden görmek istiyorsanız 364 basamak tırmanarak kuleden muhteşem şehir manzarasına sahip olabiliyorsunuz. Bazilika kulesi 96 metre ile Parlamento binasıyla aynı yükseklikte bununda sebebi din ile devlet işlerinin de eşit olduğunun vurgulanması , Budapeştedeki binalar bundan daha yüksek yapılamıyor. Çok ilginç öyle değil mi. Kuleye çıkış ücretli 1600 huf civarında rehberli turlar 2000 huf ama Bazilikanın içine giriş ücretsiz. Bazilika her gün 09:00-19:00 arasında açık. Bu muhteşem Bazilika’dan etkilenmiş olarak ayrılıyoruz ve Budapeşte gezimize devam ediyoruz. Sırada yolda karşımıza çıkan Özgürlük Meydanı var.