- Üsküp’te Bir Doğa Harikası; Matka Kanyonu ve Milenyum Haçı
- Ucuza Seyahat- 1 Günde Üsküp Nasıl Gezilir? Üsküp Gezi Rehberi
- Parma-İtalya Gezilecek Yerler-Alışveriş Rehberi
- Bologna-İtalya Gezilecek Yerler- Nerede Ne yenir?
- Basel Gezilecek Yerler -İsviçre Noel Pazarları
- Strazburg Gezi Rehberi – Gezilecek Yerler
- Heidelberg Gezi Rehberi – Almanya’nın Romantik Şehri
- Stuttgart Gezi Rehberi
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları ; Eugisheim-Fransa
- Avrupanın En İyi Noel Pazarları; Colmar-Fransa
Opera Garnier (Palais Garnier) ‘ deyiz…
III. Napolyon 14 Ocak 1858 tarihinde İtalyan anarşistler tarafından kendisine ve eşine karşı düzenlenen suikast girişiminden yara almadan kurtulunca suikastın olduğu yerde bir opera binası yapılmasına karar veriyor.
Yapılan yarışmayı genç mimar Charles Garnier kazanıyor, bu proje mimarın ilk inşaat deneyimi olsa da Barok tarzının en güzel örneklerinden birini inşa ediyor. Operanın her yönden görülebilmesi için etrafındaki binalar yıkılıp, yeniden inşaa ediliyor ve ağaç dikilmemesi isteniyor ki görüş açısı engellenmesin.
Opera Garnier ortalama 2200 kişi kapasitesinde, 172 metre uzunluğunda, 125 metre genişliğinde ve 73.6 metre yüksekliğinde oldukça büyük bir bina.
Adına ister Académie Nationale de Musique ister Palais Garnier isterseniz de Opera Garnier deyin bu bina daha içine girmeden sizi etkilemeyi başarıyor. Giriş yan taraftan ama binanın önündeki merdivenlerde müthiş bir kalabalık her daim oturup etrafı izlemekte yada fotoğraf çekiyor. Opera Garnier’e Metro ile Opera durağında inip ya da 20, 21, 22, 27, 29, 31, 39, 42, 52, 53, 66, 68 veya 81 nolu otobüslerle ulaşabilirsiniz.
Opera binasının girişinde önemli sanatçıların heykelleri bulunuyor.
Binanın girişini sorup tarif ettikleri yöne doğru ilerliyoruz, etraf oldukça sessiz ve karanlık. Kişi başı giriş ücreti 10 Eurodan biletlerimizi aldıktan sonra merdivenlerden çıkıyoruz ve tam da asıl girişin olduğu muhteşem bir atmosferle karşılaşıyoruz.
1989 yılında modern Opera de Paris Bastille’in inşasıyla burası artık sadece bale gösterilerinin sergilendiği bir yer haline gelse de sırf mimarisi görülmek için bile gidilmesini şiddetle önerdiğim bir yer Palais Garnier.
Girişteki tavanda Apollo ve Olympos kompozisyonlarının olduğu fuayeleri ile başınızı döndürmeye başlayan bu mekanda bir de bale izlemek ne kadar keyif verir kim bilir.
Opera Garnier, Gaston Lereux’un romanından Andrew Lloyd Webber tarafından sahneye uyarlanan dünyanın en tanınmış müzikallerinden biri olan Operada ki Hayalet hikayesinin geçtiği yer aynı zamanda.
Opera salonuna giriyoruz, ışıklar kapalı ve bizi sadece localardan birine sokuyorlar. Sahnede ise ışık provası var yani görülecek pek bir şey yok esasında ama devasa salon, localar, koltuklar, sahne loş ışıkta bile ayrı bir büyüleyici atmosfer sunuyor. O sırada dikkatimi salonun tavanındaki avize ve işlemeler çekiyor. Tavan süslemesi 1964 yılında Marc Chagall tarafından yapılmış ve süslemede 14 bestekar ve eserlerini anlatan figürler bulunuyor.
Salondan çıkıp diğer katları dolaşıyorum ve bu muhteşem koridor ile karşılaşıyorum. O sırada akşam yemeği hazırlığı olduğundan uzaktan fotoğraflayabiliyorum. Opera Garnier’de akşam yemeğini böyle bir atmosferde yemeği kim istemez ki.
Opera Garnier mimarisi ve atmosferi ile gerçekten muhteşem bir yer. İçinden çıktıktan sonra bile etkisinden kurtulamayacaksınız. Biz bir süre eşimle burada dolaştıktan sonra Akşam Eiffel Kulesi’ni görmek için yolumuza devam ediyoruz.
Related Posts
About gezente
Gezente; Sitede ki gezi yazıları ve fotoğraflarının sahibi, aynı zamanda gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi bir tutku derecesinde seven biri. Profosyonel düğün ve doğum fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Evli ve Mishka isimli dünya tatlısı bir kedi sahibi. Hem çok okur hem çok yazar bir kişilik olması dışında farklı ülkeler ve şehirlerde kendi ruhundan bir parça bulabildiğine inanmakta. İnsanlarla sohbet etmeyi ve gittiği her yerin hikayelerini dinlemeyi de seviyor. Bunda hayalperest olmasının da bir payı olduğunu düşünüyor. Hiç bir şehir hikayesiz yaşanmaz ise her şehir de bir hikaye yaşamayı ve yaşanmışlıkları anlatmayı da istiyor. Hayali ise adam olacak çocuk programını izlediği yıllarda hayranı olduğu Barış Manço gibi dünyayı dolaşmak. Kim bilir belki de bu hayal gerçek olur.